Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8270
Karar No: 2017/6774
Karar Tarihi: 25.09.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8270 Esas 2017/6774 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/8270 E.  ,  2017/6774 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 1966 yılında yapılan kadastro sırasında parsel sayılı 10.580.00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Hasan Hüseyin Kara ve müşterekleri adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Bilahare ölüm intikal ve satış nedeniyle davalılar adına tescili yapılmıştır. 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre 2013 yılında yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, eski 12408 parsel yenileme 12564 ada 1 parsel numarası ve 10580.00 m2 yüzölçümü ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibidir” şeklinde tespit edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi, taşınmazın, Devlet Ormanı sınırları içinde kalmasına rağmen, tarla olarak yazıldığı, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı iddiasıyla tespitin iptali istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır.
    Kadastro Mahkemesince; davalı ölü ... aleyhine açılan davanın, davalının taraf ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden; diğer davalılar aleyhine yenileme kadastrosu tespitine itiraza ilişkin olarak açılan ve sübut bulmayan davanın esastan; 12564 ada 1 parsel sayılı taşınmazları yenileme tespit çalışmalarındaki gibi tapu kütüğüne aktarılarak tesciline, mülkiyet ve tasarruf iddiası yönünden dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemelerinin görevsizliğine talep halinde dosyanın yetkili ve görevli gönderilmesine karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 20/02/2014 gün ve 2014/263-2191 sayılı ilamında özet olarak; "İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı belirlenerek Orman Yönetiminin bu yöne ilişkin davasının reddine, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescili istemi yönünden ise, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıkta kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, bu yönden mahkemenin görevsizliğine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkemece, davalı ..."nın ""ölü"" olduğunun anlaşılması üzerine husumet mirasçılara yaygınlaştırılarak mirasçılar hakkında hüküm kurulmasına rağmen, ölü kişiler hakkında da taraf ehliyeti ve dava şartı yokluğu nedeniyle usûlden ret kararı verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlık hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün birinci fıkrasındaki "davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın
    -2-
    2017/8270-6774

    davalıların taraf ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,” ile ikinci fıkrasının üçüncü kelimesi olan ""diğer"" kelimesinin hükümden çıkarılarak düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına,” karar verilmiştir.
    Onama ilamı doğrultusunda işlem yapılarak dosya Asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır.
    Asliye hukuk mahkemesince; açılan davanın kabulüne, dava konusutaşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş hüküm davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescile ilişkindir.
    Yörede, 29/11/2007 tarihinde ilân edilen 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 21/01/1967 tarihinde kesinleşmiş genel arazi kadastrosu ile 17/01/2013 - 15/02/2013 tarihleri arasında ilân edilen 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan düzeltme çalışmaları vardır.
    Dairenin iade kararı doğrultusunda gelen cevabi yazıda, davalılar ... vekilleri tarafından 2008 yılında yapılan orman kadastro işleminin iptali istemiyle 10 yıl içerisinde Eskişehir Kadastro Mahkemesinin 2017/2 Esasında dava açıldığı ve halen derdest olduğu tevzi formu örneğinden anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı HMK"nın 165. maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idarî makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü yer almaktadır. Bu itibarla orman kadastrosuna itiraz davalarının sonucu görülmekte olan davanın esası yönünden önem arz ettiğinden, anılan davaların eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.
    Bu durumda eldeki dava kesinleşin tahdide göre açılmış olup, hukuki sorun kesinleşen tahdide dayalı olarak çözülürken, kadastro mahkemesinde orman kadastro işleminin iptali istemiyle açılan davada ise hukuki sorun eski tarihli hava fotoğrafı memleket haritası ve amenajman planlarından oluşan resmi belgelere göre çözüleceğinden adı geçen dosyanın eldeki dava için bekletici ön mesele ( bekletici sorun) kabul edilerek sonucunun beklenmesi gerekir.
    O halde mahkemece;sayılı dava dosyasında görülmekte olan kesinleşen orman kadastrosu işleminin iptali davasının HMK"nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre asıl ve birleştirilen davalar hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir
    Mahkemece değinilen yönler gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi