(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2019/1590 E. , 2020/152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Gebze 7. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A) DAVACININ İSTEMİ :
Dava, davacının 24/12/2007-20/03/2008 tarihleri arasında davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
B) DAVALILARIN CEVABI :
Davalı ...Ş. vekili tarafından husumet itirazında bulundukları, hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, davalı işyerinin 2011 yılında kurulduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı Ahtapot Denizcilik Tahmil Tahliye Nakliye Sanayi Tic. Ltd Şti vekili tarafından öncelikle hak düşürücü süre yönünden davanın reddinin gerektiği, davacı işçinin işe başlamak için iş yerlerine başvurduğu, sigorta için gerekli olan belgeleri getirmesinin kendisinden talep edildiği ancak davacının bu belgeleri getirmediği gibi aynı evde kalan arkadaşının kimliğini kullanmak suretiyle kaçak olarak işyerine girip çıktığı, bu durumun kaza geçirdikten sonra anlaşıldığı, davacının işyerindeki çalışmalarının bilgileri dışında olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dahili davalı ... Konteyner Terminali ve Liman İşletmeleri A.Ş. vekili tarafından hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, Ahtapot şirketi ile aralarında alt işveren asıl işveren ilişkisinin bulunmadığı, bu şirketin anahtar teslimi iş yüklendiği, çalışanlarına talimatları bu şirketin verdiği, davacının çalışmaları hakkında herhangi bir bilgilerinin bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, davanın kamu düzeninden olup yöntemince inceleme ve araştırma yapılması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesince, “-Davalı ...Ş. aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine , davalılar SGK, Ahtapot Denizcilik Tahmil Tahliye Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve Yılport Konteyner Terminali ve Liman İşletmeleri A.Ş. ye karşı açılan davaların KABULÜNE, davacı ..." ın, davalı ... Konteyner Terminali ve Liman İşletmeleri A.Ş tarafından işletilen limanda faaliyet gösteren diğer davalı Ahtapot Denizcilik Tahmil Tahliye Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketi"ye ait 1060666 41/02 iş yeri sicil nolu iş yerinde 15/01/2008- 18/03/2008 tarihleri arasında hizmet akdi ile ve asgari ücret ile çalıştığının tespitine,” karar verilmiştir.
D) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek;
“Davalı Ahtapot Denizcilik Şti. ve davalı Kurum ile dahili davalı ... Konteyner Şti"nin istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine,” karar verilmiştir.
E) TEMYİZ TALEPLERİ :
Dahili davalı ... Konteyner Terminali ve Liman İşletmeleri A.Ş. vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, davacı işçinin müvekkil şirket çalışanı olmayıp Ahtapot Denizcilik’in çalışanı olduğu, davacının sigorta primleri, ücreti vs. tüm ödemelerinin, sigorta bildirimlerinin tamamen Ahtapot Denizcilik şirketi tarafından ödenmekte olduğu, Ahtapot Denizcilik şirketi ile müvekkil şirket arasında anahtar teslim sözleşmesinin yapılmış olup alt-üst işveren ilişkisi bulunmadığı, bu yönüyle davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiği, davacının geçirdiğini iddia ettiği iş kazasının müvekkil şirkette gerçekleşmediği, söz konusu kazaya ilişkin müvekkil şirket işyerinde herhangi bir kaza tutanağı veya kaza kaydının bulunmadığı, kazanın sadece davacı kayıtları ile diğer davalı tarafından tutulan tutanaklar ile kanıtlandığı belirtilerek usul ve yasaya aykırı olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Davalı Ahtapot Denizcilik Tahmil Tahliye Nakliye Sanayi Tic. Ltd Şti vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile hak düşürücü süreden davanın reddinin gerektiği, davacının çalışmaya başladığını iddia ettiği ile Mahkemenin kabul ettiği tarih başlangıç tarihlerinin birbiri ile uyumlu olmadığı, Mahkemenin davacı ile dosyada dinlenen tanık beyanlarına göre karar verdiği, tanıklardan ...-... ve ..."nın beyanlarına göre davacı ile bu üç tanığın aynı gün işe başladığı kanaatiyle sonuca gidildiği, bu tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğu, dava dilekçesi ve davacı tanıklarının beyanlarının gerek birbiriyle gerek “tutanak” başlıklı yazıdaki imzalı beyanla çelişkiler içerdiğinin açık ve net olduğu, bu çelişkiler giderilmeden sonuca gidildiği, davacının 15/01/2008-18/03/2008 arasında limana giriş çıkış kaydı olup olmadığının tespiti mümkün iken davacının kesintisiz çalışmış gibi tespit kararı verilmesinin haksız olduğu, davacının iş kazası ve parmak kopması şikayetine göre bu konuda hastane evrakları getirtilmeden hangi tarihte ne kadar süre ile tedavisinin sürdüğü belirlenmeden davacıya bu konuda kesin ve meşruhatlı uyarıda bulunulması, doğru hastane ve kayıt beyanının dikkate alınması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidildiği, davacının işe giriş tarihine ilişkin net bir bilgi içermeyen bilirkişi raporuna üstünlük tanınamayacağı, davacının iş kazasının tespitine yönelik davasının reddedildiği, davacının başka bir işçinin kimliğini kullanarak işyerine girdiği nazara alındığında, müvekkil şirketin yüzlerce işçinin ve onlarca liman taşeronu şirketin faal olduğu bir limanda liman alanına giren her kişiyi kimlik kontrolüne tabi tutmasının kendisinden beklenemeyeceği özet olarak belirtilerek kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile öncelikle davanın hak düşürücü süreden reddinin gerektiği, davanın sadece tanık beyanları ile ispatının mümkün olamayacağı, tanıkların diğer davalı iş yerinde davacı ile aynı dönem çalışması olan, bordrolarda ismi geçen veya komşu işyerinde çalışlardan olması gerektiği belirtilerek eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, ilk derece Mahkemesince yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/09/1999 gün 1999/21-510-527, 30/06/1999 gün 1999/21-549-555- 03/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Öte yandan; 506 sayılı Yasanın 79/2. maddesinde, ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgelerin işverence prim bildirgelerine eklenmesinin şart olduğu belirtilmiştir. Buna göre; ay içindeki bazı günlerde çeşitli nedenlerle çalışmamış (ücretsiz izin, sağlık raporu vb) ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının bu biçimde geçen günleri prim ödeme gün sayısına dahil edilmez.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 09/03/2008 tarihinde davacı adına ilk defa davalı Ahtapot Denizcilik Tahmil Tahliye Nakliye Sanayi Tic. Ltd Şti ünvanlı işyerince Kurum"a hizmet bildiriminde bulunulduğu, 19/03/2008 -17/04/2014 tarihleri arasında bu davalıya ait işyerinden davacı adına hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı işyerince tutulan 19/01/2008 tarihli tutanakta, davacının başkasının kimliği ile davalı işyerinde çalışmakta iken iş kazası geçirdiği, bu kazadan sonra davacıya parmağının kopması nedeniyle dava dışı Sefer Denizcilik Ltd. Şti tarafından 6.000-TL ödeme yapıldığı, mağduriyetinin giderilmesi için 06/02/2008 tarihinden sonra da her ay 500-TL ödeme yapılacağı hususunun tutanak altına alındığını, 09/07/1998 tarihinden itibaren davalı Ahtapot Denizcilik Tahmil Tahliye Nakliye Sanayi Tic. Ltd Şti ünvanlı işyerinin Kanun kapsamına alınmış olduğu, Ulaştırma Bakanlığı Kocaeli Liman Başkanlığı yazı cevabı ile 2008 yılından itibaren limanın Yılport Konteyner Terminali ve Liman İşletmeleri A.Ş. tarafından işletildiğinin Mahkemeye bildirildiği, Kartal Eğitim Ve Araştırma Hastanesine, Özel Novam Sağlık Hizmetleri, Kamu Hastahaneleri Birliği ile Lütfi Kırdar Eğitim ve Arş. Hastanesine hem davacının hem de dava dışı ..."ın kimlik bilgileri verilmek suretiyle nezdlerinde şahıslara ait kayıt ve belgelerin dosyaya sunulmasına ilişkin müzekkereler yazıldığı, gelen yazı cevaplarına göre her iki kişi için de tedavi kaydına rastlanmadığının ayrı ayrı Mahkemeye bildirildiği, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, davacı tanıklarının 14/01/2008 işe başlama tarihli davalı işyerinde çalışma kayıtlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının 19/01/2008 tarihinde kaza geçirdiği iddia olunmakla kaza olayı sonrası davacının hemen işe başladığının kabulü şeklindeki değerlendirme hayatın olağan akışına aykırı olup davacının iyileşme süresinin ne kadar olabileceği hususu irdelenmeksizin davacının raporlu olması gereken sürelerde de çalıştığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle davacıya hangi sağlık kuruluşunda tedavi gördüğünü yeniden sormak ve ilgili sağlık kuruluşundan temin edilebilen tüm tıbbi belge ve raporları getirtmek, tıbbi belge ve raporlara ulaşılamaması halinde uzman bir hekimden davacının durumundaki gibi sol el işaret parmağı kopması halinde iyileşme süresinin ne kadar olması gerektiğine ilişkin görüş sormak, davacının istirahatle geçirmesi gereken raporlu gün sürelerini tespit etmek ve bu süreleri dışlamak suretiyle infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde gerçek ve fiili çalışma sürelerini belirleyerek bir karar vermekten ibarettir.
İlk derece Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu kapsamda, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı ORTADAN KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının davalı taraflar yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G) SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı Ahtapot Denizcilik Tahmil Tahliye Nakliye San. Tic. Ltd. Şti."ne iadesine
dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.