Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/11994
Karar No: 2018/21092
Karar Tarihi: 04.10.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/11994 Esas 2018/21092 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/11994 E.  ,  2018/21092 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kurumun ... Termik Santralinde 1994 yılından itibaren sırasıyla revizyon, kaynak, inşaat, dış tesisler bant bakım ve güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken 19.04.2011 tarihinde hizmet sözleşmesinin feshi sonu işinden ayrıldığını, davalı kurumun kadrolu personeli ile birlikte davalı tarafından temin edilen malzemeler ve kurum yetkililerinin talimatı ile görünüşte muvazaalı şekilde iş alan şirketlerin işçisi olarak çalıştırıldığını, hizmet sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği tarihte yaş şartı hariç emeklilik şartlarının oluşmuş olması nedeniyle kıdem tazminatının ödenmesi gerektiğini, muvazaa nedeniyle davacının dengi olan kadrolu işçilerin ücreti dikkate alınmak suretiyle aylık ücret farkının ikramiye, prim ve 52 günlük ilave tediye ile birlikte dikkate alınması gerektiğini belirterek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının kendi işçileri olmadığını, ayrı bir işverenin işçisi olduğunu, muvazaa olgusunu kabul etmediklerini, bir kamu kuruluşu olan müvekkili şirketin muvazaalı işlem yapmasının söz konusu olamayacağını, ihale ile şirketlere verilen işin niteliği ve yürütümü bakımından elektrik üretimi işinden tamamen farklı ve bağımsız nitelikte bir iş olduğunu, kurum personeli ile davacının aynı işi yapmadığını, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti taleplerine ilişkin olarak müvekkili kurumun hiçbir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Bozma ilamına uyan Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçi ile davalı işveren arasında ilave tediyenin ödenip ödenmeyeceği uyuşmazlık konusudur.
    İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması hakkındaki kanun ile düzenlenmiştir. Kanun 1. maddesinde devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
    Buna göre;
    A. İşveren kapsamı yönünden devlete ve ona bağlı olmak üzere,
    Genel, Katma ve Özel bütçeli daireler,
    Sermayesi değişen kurumlar,
    Sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,
    Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
    3460 ve 3659 sayılı kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi devlet kuruluşları,
    Yukarda belirtilenlerden olmayan diğer kurum, banka ve ortaklıklar olarak yasada açıkça belirtilmiştir.
    3460 sayılı yasa bugün itibari ile yürürlükte olan bir yasa değildir. 3659 sayılı yasa ise, banka ve devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu yasanın 1. maddesinde, kapsama giren kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır.
    Bu kapsamda yukarda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de kanun kapsamına alınmıştır.
    Keza 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
    Sonuç itibari ile kapsam bakımından, devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.
    B. İşçi yönünden kapsama gelince:
    İş Kanunu kapsamına girsin girmesin, yukarda belirtilen devlet ve ona bağlı kurumlarda İş Kanunu’nun 1. maddesindeki tanıma göre işçi sayılan herkes bu alacaktan yararlanacaktır. Kanun, 4857 ve mülga 1475 sayılı İş Kanunu’ndan önceki İş Kanunu’na atıfta bulunmuştur. 4857 sayılı İş Kanunu işçi tanımına 2. madde de yer vermiştir. Buna göre “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi” denir. O halde bir iş sözleşmesine dayanarak, yukarda belirtilen kurumlarda çalışan her işçiye ilave tediye ödemesinin yapılması gerekir.
    Bozma ilamı sonrasında Mahkemece davacının emsali olan kadrolu ve fakat sendikasız işçinin bulunmadığı gerekçesi ile ücret farkı talebinin reddine karar verilmiş,kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağı kısmen kabul edilerek hüküm altına alınmıştır. Davacı tarafın ücret farkı talebinin içerisinde kadrolu işçilere ödenen yasal ilave tediye alacağınında bulunduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu ve buna göre davacı işçinin baştan itibaren davalı ... işçisi olduğu kabulü yerindedir.Davacının davalı ... işçisi sayılmasına göre yasal ilave tediye alacağından faydalanacağı,bu nedenle ödenmeyen ilave tediye alacağının hüküm altına alınması gerekli iken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi