3. Hukuk Dairesi 2018/6404 E. , 2018/13081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının abonesi olduğunu, tahakkuk ettirilen ......... bedelinin (26.05.1997 ila 22.01.1999 fatura tarihli tahakkuklar) tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, hesaplamanın neye göre yapıldığının belli olmadığını, bunlara ilişkin belgelerin de bulunmadığını, böyle bir borcunun olmadığını, muacceliyet ihtarı olmadığı için gecikme cezası talep edilmesinin de mümkün olmadığını, faiz talebini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile takibin 3.630,69 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 27/03/2014 tarih ve 2014/2751 Esas 2014/4910 Karar nolu ilamı ile “...Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Bilirkişi davalı tahakkukların esas almış, ayrıca ......... bedeli hesaplaması da yapmamıştır. Rapor düzenleyen bilirkişinin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davalının tahakkuk ettirdiği bedelden davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davacının sorumlu olduğunun tespiti halinde ödenmesi gereken su bedelinin ayrıca hesaplanması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri gereği talep edilen bedellerin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması için rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, ... 3. ...... Müdürlüğünün 1999/1908 Esas sayılı dosyasından davalı itirazının kısmen iptali ile; takibin 1.014,63 TL asıl alacak, 1.987,33 TL işlemiş faiz, 4.60 TL açma kapama bedeli ve 5,75 TL mühür bedeli toplamından oluşan toplam 3.012,31 TL üzerinden devamına, ...... takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda reeskont faizi (avans faiz oranını geçmemek kaydıyla) yürütülmesine, 3.012,31 TL "nin %40’ı oranında ...... inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm süresi içince taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- ......, abone sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali talebine yöneliktir.
Davalının 01.08.2018 ve 06.08.2018 tarihinde verdiği dilekçeler ile davacının, 03.12.2018 tarihli yazısından anlaşıldığı üzere temyiz incelemesi aşamasında 7243 Sayılı “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” kapsamında dava konusu borç yapılandırılarak 31.07.2018 tarihinde ödenmiştir. Bu haliyle, dava tarihi itibari ile davacının davayı açmakta hukuki yararı olsa da yapılandırma anlaşması ile birlikte dava konusuz kalmıştır.
Buna göre mahkemece, temyiz yasa yolu aşamasında konusuz kalan dava hakkında, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerektiğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
Bu noktada ortaya çıkacak bir diğer konu ise; yargılama gideri ve vekalet ücretinden taraflardan hangisinin sorumlu olacağı hususudur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama giderine mahkum etmesi gerekmektedir.
Somut ......ta; davalının dosyanın temyizi aşamasında yapılandırma isteminde bulunmakla, borcu kabul ettiği davacı idarenin ise, yasal şartları taşıyan davalının talebini değerlendirerek borcu yapılandırdığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle dava tarihi itibariyle, ödenmeyen fatura bedellerinin abone olan davalıdan tahsilini isteyen davacının, dava açmakta haklı olduğu kuşkusuzdur.
Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa nedeniyle, davalıya imkan sağlamak ve ihtilafları sürdürmemek durumunda olan davacının öncesinde dava açmakta haksız sayılamayacağından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve davacı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu haliyle; temyiz aşamasında yürürlüğe giren yasa hükümleri nedeniyle dava konusuz kalmış olup, mahkemece yeni oluşan durum nazara alınarak, yukarıda açıklanan şekilde hüküm tesis edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.