20. Hukuk Dairesi 2017/8329 E. , 2017/6836 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Gebze 3. Asliye Hukuk ve Gebze Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kooperatif üyeliğinden doğan kişisel hakka dayalı kira alacağı ve tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesince,Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/04/2015 tarih, 2014/6974 Esas - 2015/2455 Karar sayılı bozma ilamına uyulmuş, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesinde, bu Kanundan doğan uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davalarının ticari dava olduğu kabul edildiği, 6762 sayılı TTK"nın 5/1. maddesinde "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine hükmüne yer verilmek suretiyle Sulh Hukuk Mahkemesi de ticari davalara miktar itibariyle bakmakla görevli kılındığını, somut olayda, davacı davalı kooperatifin üyesi olup, alacak isteminin yanında tapu iptali ve tescil isteği de bulunduğundan uyuşmazlığın niteliği gereği kooperatifler hukukundan kaynaklı olması sebebiyle davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karar kesinleşmiştir.
i, davanın ticari dava niteliğinde olduğu, 23.07.2015 tarih 1157 sayılı kararıyla müstakil Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulup 07.09.2015 tarihinde faaliyete geçtiğinden davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
; "...davanın 6102 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce 18/03/2011 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin işbölümü ilişkisi olduğu, davalıların işbölümü itirazında bulunmadıklarından davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Somut olayda, davacı vekili, davacı ile davalı kooperatif arasında 20/08/1997 tarihli inşaat sözleşmesi ile bulunan daireleri müvekkiline anahtar teslim vaziyette teslim edilmeleri konusunda anlaştıklarını, ancak mezkur binaların müvekkiline teslim edilmediğini ve daha tamamlanmadığını, buna rağmen müvekkilinin taahhüt ettiği borçlarını ödediğini, müvekkilinin çok zarar gördüğünü, bu nedenle binaların müvekkiline teslim edileceği tarihten itibaren aylık 300,00.- TL kiraların verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Kanunun 5. maddesinde "...Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.
Şu kadar ki; bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır.
İkinci fıkrada yazılı hallerde, münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir. İtiraz varit görüldüğü takdirde dosya ilgili mahkemeye gönderilir; bu mahkeme davaya bakmaya mecburdur; ancak, davanın mahiyetine göre tatbiki gerekli usûl ve kanun hükümlerini tatbik eder. Ticari bir davanın hukuk mahkemesi, ticari olmayan bir davanın ticaret mahkemesi tarafından görülmesi hükmün bozulması için yalnız başına kafi bir sebep teşkil etmez.
Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi oldukları müddetlere dair usûl hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükteki 6762 sayılı TTK uyarınca ayrı ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki ticaret mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki (görev değil) işbölümüne ilişkindir. Dava tarihinde Gebze"de ayrı ticaret mahkemesi bulunmayıp, 23.07.2015 tarih 1157 sayılı kararıyla müstakil asliye ticaret mahkemesi kurulup 07.09.2015 tarihinde faaliyete geçmiştir. Dava tarihinde müstakil asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından iş bölümü itirazından sözedilemez.
Ancak 6102 sayılı TTK"nın geçici 9. maddesinde "Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davanın açıldığı 18/03/2011 tarihinde arasındaki ilişkinin görev değil, işbölümü ilişkisi olduğu, davalılar tarafından süresinde işbölümü itirazında bulunulmadığı ve iş bölümüne yönelik itirazda bulunulmadan verilen görevsizlik kararının bu nedenle bağlayıcı olmadığı ayrıca verilen red kararı Yargıtay 23. Hukuk Dairesince göreve ilişkin olarak bozulmuştur. Bu durumda davaya bakma görevinin sıfatıyla) Mahkemesine ait olduğu özel dairenin kabulündedir. Özel dairenin bozma kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır.
O halde uyuşmazlığın Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/09/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.