20. Hukuk Dairesi 2017/8388 E. , 2017/6841 K.
"İçtihat Metni"
Menfi tespit istemine ilişkin olarak açılan davada ... 4. Asliye Ticaret ile ... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
... 4. Asliye Ticaret Mahkemesince, davalı vekilinin cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabul edildiği ve yetkiye ilişkin itirazın da HMK 6. maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ve HMK 10. maddede de sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceği, tarafların tacir olup taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunmadığı ve bu nedenlerle davalının süresinde yaptığı yetki itirazının kabulüne ve yetkili mahkemenin ... Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
... Asliye Ticaret Mahkemesince ise HMK"nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Sözü edilen bu düzenlemeler özel yetkiye ilişkindir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, sözleşme müvekkilinin davalı şirketten havlu ve bornoz sipariş ettiğini, karşılığında 50.000,00 TL bedelli çek keşide ederek davalıya verdiğini, ancak davalı şirketin taahhüt ettiği tarihte malları teslim etmediği gibi çeki de iade etmediğini belirtmiş, davalı ise söz konusu çekin sipariş karşılığında alındığını, davacı şirketle havlu ve bornoz üretimi hususunda anlaşmaya varıldığını söz konusu çekin anlaşma sırasında verildiğini, üretime başlanmasına karşın davacı tarafça gönderilmesi gereken etiketlerin gönderilmemesi nedeniyle boya ve konfeksiyon aşamalarına geçilemediğini belirtmiştir. Görüldüğü üzere somut olayda taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Akdi ilişkinin varlığı davalı tarafça inkar edilmediğine göre alacaklı şirket merkezinin bulunduğu ... Ticaret Mahkemeleri Türk Borçlar Kanunu"nun 89. maddesinin 1. fıkrasına göre yetkilidirler. Nitekim davacı tarafından düzenlenen faturalarda malın teslim yerinin davacıya ait fabrika olduğunun belirtildiği, yine davaya konu çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin ... ... şubesi olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan fatura ve sevk irsaliyelerinden malın teslim yerinin davacı şirketin fabrika adresi olan ... olduğunun anlaşıldığı, bu durumda HMK"nın 10. maddesi gereğince sevk irsaliyelerinde mal tesliminin gerçekleştiği yer olarak belirtilen ... ilinin sözleşmenin ifa yeri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 6/1. maddesinde; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir”
-10/1. maddesinde "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir."
-19. maddesinde ise "1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.
4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” hükümlerine yer verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 6 ve 10. maddelerindeki hükümler karşısında sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklarda seçimlik yetki sözkonusudur. Kesin yetkinin sözkonusu olmadığı hallerde davacının seçim hakkını kullanmayarak yetkisiz mahkemede dava açması halinde seçim hakkı davalıya geçer. Seçim hakkı kendisine geçen davalı yetki itirazında bulunurken sadece bir mahkemeyi yetkili olarak bildirmelidir. Yetki itirazında birden fazla mahkemeyi gösterirse yetkili mahkemeyi kesin olarak bildirmemiş olduğundan böyle bir yetki itirazı geçersizdir.
Dosya kapsamından; sözleşmenin ifa yerinin ve davacı şirketin adresinin ... olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın davanın açıldığı ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/09/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.