20. Hukuk Dairesi 2017/8843 E. , 2017/6847 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği; mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkilleri yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkilleri adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu tarafından hazırlanan 25/10/2014 tarihli rapora ekli krokisinde yerin aynı köy ve ada son parsel numarası verilerek veraset ilâmı uyarınca davacı adına 7/28 hisse, diğer davacılar adına ayrı ayrı 3/28 hisse ile tapuya tarla niteliği ile tesciline karar verilmiş, hüküm, davalılardan Hazine vekili tarafindan esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 1966 yapılıp sonuçları 17/06/1968 – 18/07/1968 tarihleri arasında ilan edilip kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer tapulama harici çalılık olması sebebiyle tesbit harici bırakılmıştır. 6831 sayılı Kanununun değişik 2896 sayılı Kanunla orman kadastrosu yapılarak 24.05.1985 yılında ilân edilerek kesinleşmiştir. 6831 sayılı Kanununun değişik 3302 sayılı Knun gereği yapılan orman kadastrosu yapılarak 30.11.1997 yılında kesinleşmiştir.
İncelen dosya kapsamına göre, dava davacı kişiler tarafından, davalı ... ve karşı husumet yöneltilerek açılan tapusuz taşınmazın tescil istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, mahkemenin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren , Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
-2-
2017/8843 - 2017/6847
1- belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2- sınırları il mülki sınırlarıdır.
3- Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun ""Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın bunlunduğu yer olarak davada taraf olduğu, ancak 6360 sayılı Kanun gereğince da taraf olması zorunlu bulunduğundan, davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, tarafların delilleri toplanmalı, neticesine göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle verilen kararın bozulması yönünde hüküm kurulmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 25/09/2017 günü oy birliği ile karar verildi.