Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6709
Karar No: 2018/13165
Karar Tarihi: 24.12.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/6709 Esas 2018/13165 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/6709 E.  ,  2018/13165 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalı ... şirketinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, dava konusu arazide 06.04.2008 tarihinde davalı şirket görevlileri tarafından yapılan kontrolde 3472 nolu sayacın kaçak şüphesiyle sökülüp ölçü ve ayarlar şube müdürlüğüne gönderildiğini,sayaçta yapılan muayene sonucunda sayaca müdahale edildiğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle davalı şirket tarafından 20.075,40 TL kaçak tahakkuku ve 25.559,10 TL kaçak ek tahakkuku yapıldığını kaçak tespiti yapılan yerlerin sahibi olduğunu, bu yerleri kiraya verdiğini, kaçak elektrik kullanmadığını, elektriğin kendisi tarafından tüketilmediğini belirterek kaçak ve ek tahakkukların iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, kaçak elektrik kullanımının tespit edildiğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne, davalı kurumca davacı aleyhine kaçak elektrik kullanmaktan dolayı 17.09.2010 - 24.06.2011 tarihlerinde tahakkuk ettirilen kaçak ve kaçak ek tahakkuklarına ilişkin olarak davacının davalıya 45.634,50TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Anılan karar Dairemizin 2013/13369 Esas- 2013/16338 Karar sayılı ve 20.11.2013 tarihli kararı ile “ Mahkemece; aboneliğini iptal ettirilmedikçe fiili kullanıcının eyleminden doğan kaçak elektrik bedelinden davacı abonenin de kullananla birlikte müteselsilen sorumlu olacağı gözetilmeden mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen kararında; davanın kısmen kabulüne, davacıya davalı ...tarafından 17.09.2010 tarih ve 24.06.2011 tarihli kaçak ve kaçak ek tahakkuku olarak tahakkuk ettirilen 45.634,50 TL"lik borca ilişkin olarak davacının bu borcun 13.746,78 TL"sinden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anılan karar Dairemizin 2016/11303 Esas- 2016/12720 Karar sayılı ve 10.11.2016 tarihli kararı ile “Tutanak tarihinde davacının tarımsal sulama amaçlı kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine ve 622 Sayılı EPDK Kararına göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği, kuşkusuzdur. Dava konusu kaçak tahakkuk ve ek tahakkuk tutanağında süreler; 41 ve 107 gün üzerinden hesaplanmasına rağmen, hükme esas bilirkişi raporunda kaçak tahakkuku yönünden 24, ek tahakkuk yönünden 92 gün üzerinden hesaplama yapılmış; davalı Kurumca düzenlenen tutanaklarda esas alınan gün sayısından ayrılma gerekçesi açıklanmamıştır. Bu itibarla, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre ve davalı kurumca yapılan tahakkuklardan ayrılma gerekçesi de izah kılınarak hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen son kararında; davanın kısmen kabulüne, davacının 16.003,68 TL davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, kaçak kullandığı sabit olan davacının sorumlu olduğu kaçak kullanım tüketim bedelinin ne şekilde hesaplanacağı noktasında toplanmaktadır.
    1-Somut olayda, 09.08.2010 tarihli sayaç muayene raporunda; 06.04.2008 tarihinde saat 02:00"de sayacın açıldığını gösteren kaydın olduğu, iç mekanizma mühürleri incelendiğinde sayaca müdahale edildiğinin tespit edildiği, davalı ... şirketince; kaçak tespitinden sonraki 11.07.2010 ile 17.08.2010 tarihlerinin ihtilafsız kabul edilerek bu tarihlerdeki kullanım ortalamasının alınarak kaçak ve ek tahakkuk hesabının yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise kaçak ve ek tahakkukun, 622 sayılı Kararın 1/C maddesinin (b) bendinde yer alan kurulu güce göre hesaplandığı anlaşılmıştır.Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı EPDK Kararının 1/C maddesinde kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkuk tüketim miktarının ne şekilde hesaplanacağı açıkça belirtilmiştir. Buna göre;“Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;
    1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
    a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
    b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
    1) Meskenlerde, bağlantı gücü ve ortalama aylık çalışma saatine göre (buradaki bağlantı gücü, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere) yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak,
    2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,
    3) Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre hesaplanır.Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, 622 sayılı Kararının 1/C maddeside kaçak kullanım tahakkuk miktarının öncelikle tüketimi doğru kaydetmiş olan sayaç değerine göre, doğru tespit edilmiş tüketimin olmaması halinde kurulu güce göre hesap yapılması gerektiği açıklanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, hesaplamaya esas alınan kaçak ve ek tahakkuk süreleri doğru tespit edilmiş olmakla birlikte, davacının doğru kaydedilmiş tüketim değerleri değerlendirilmemiş, anılan 1/C-a bendi tartışılmamıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden sayaca 06.04.2008 tarihinde müdahale edildiği de dikkate alınarak öncelikle 622 sayılı Kararın 1/C maddesinin (a) bendinin tartışılması ve uygunluğu halinde uygulanması mevzuat gereğidir. Ayrıca anılan raporda, davalının kurulu güce göre hesaplama yapılmaması yönündeki itirazları da karşılanmamıştır.O halde mahkemece, öncelikle davacının 06.04.2008 öncesi tüketim ekstrelerinin getirtilip, dosyanın alanında uzman ayrı bir üçlü bilirkişi heyetine tevdiyle kaçak tutanak tarihindeki yönetmelik ile özellikle 622 sayılı Kararın 1/C-a bendinin unsurlarının somut olayda tartışılması, uygun olmaması halinde 1/C-b bendine göre kurulu güce göre kaçak tüketim bedelinin hesaplanması hususunda davalının aşamalarda ileri sürdüğü itirazları da karşılar taraf ve Yargıtay denetimine uygun nitelik ve nicelikte rapor alınması suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir.
    2- Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Ayrıca bu durum usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir.
    Somut olayda, mahkemece ikinci kararında davacının 13.746,78 TL"sinden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, anılan bu karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiş ve yukarıda anılan nedenler ile bozulmuştur. Bozmaya uyulduktan ve bozma gerekleri yerine getirildikten sonra bu defa davacının 16.003,68 TL davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Oysa, önceki karar davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan o kararda hükmedilen miktar davalı yararına kazanılmış bir hak oluşturmuştur. O halde, mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi