Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6883
Karar No: 2018/13167
Karar Tarihi: 24.12.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/6883 Esas 2018/13167 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/6883 E.  ,  2018/13167 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, asıl ve birleşen davada ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1990-271 Esas ve 1995-974 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 9250 m2 alanlı taşınmazın, 4250 m2"lik kısmının hazine adına tesciline karar verildiğini, ancak ifraz işlemleri nedeni ile Hazine adına tescilinin sağlanamadığını, 09.04.2001 tarihinde davaya konu taşınmazın tamamının davalıların murisi ... tarafından üçüncü kişiye satıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.250 m2 "ye isabet eden 31.244 TL"nin (ıslah ile 80.750TL) davalı ... mirasçılarından satışı tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/2600 esas sayılı dava dosyasında ise; aynı gerekçelerle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 31.244 TL"nin ... (Tek) mirasçıları ... ve ... "ten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar, davanın hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, davacı idarenin tüm talep hakları zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davacının asıl dava kapsamındaki ıslah edilmiş davasının kabulü ile, 80.750,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... tek mirasçıları dışındaki davalılardan miras hisseleri oranında tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, asıl dava dosyası kapsamında davalı ..."nin davanın açılış tarihi itibariyle ölü olduğu anlaşılmakla, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, birleşen dosya kapsamında davalılara ( bahriye mirasçıları) yönelik davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Anılan karar Dairemizin 2014/8312 Esas- 2014/17155 Karar sayılı ve 24.12.2014 tarihli kararı ile “Somut olayda, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1990/271 Esas- 1995/974 sayılı ilamı ile davaya konu taşınmazın davalıların murisi adına olan tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmiştir. İlam, taşınmazın aynına ilişkin ilam olup; bu ilam, zamanaşımına tabi değildir. Ancak, iş bu dava ve birleşen davada; tapu iptal ve tescil davası yerine, taşınmazın üçüncü kişiye satılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini talep edilmiş; mahkemece, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Birleşen dosya davalılarının annesi ..., muris ..."un kızı olup, ..."nin muristen önce vefat etmesi ..."nin çocukları olan davalılar ... ve ... muristen gelecek miras haklarına engel değildir. ..."nin mirasçıları ... ve ... dedeleri ..."un 26.03.2005 tarihinde ölümü ile mirasta hak sahibi olmuşlardır. Bu durumda, birleşen dava yönünden, zamanaşımının, 26.03.2005 tarihinden başlatılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ..."in ölüm tarihi olan 11.12.1996 tarihinden başlatılması doğru görülmemiş, bu husus birleşen dosya davacısı yararına bozma nedeni yapılmıştır. Bundan ayrı olarak, davacı mahkeme kararıyla mülkiyetini kazandığı davaya konu taşınmazın, davalıların murisi tarafından üçüncü şahıslara satılması sebebiyle, uğradığı zararın tazminini isteme hak ve yetkisine sahip olup; davacının zararının kapsamı ise, taşınmazın üçüncü kişiye satıldığı 04.09.2001 tarihindeki rayiç değeridir. Bu durumda, mahkemece; öncelikle, davaya konu taşınmazın üçüncü kişiye satıldığı 4.9.2001 tarih ve sonrasında davaya konu taşınmaza yakın bölgelerden benzer yüz ölçümlü satışları bildirmeleri için taraflara imkan tanınmalı, gerektiğinde, emsal celbi yoluna gidilerek emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının, fiyat artış ve endeksleri uygulanmak suretiyle tespiti; bundan sonra, emsal ile davaya konu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle belirlenmesi için bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkan veren bilimsel verileri içeren rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus asıl dosya davalıları yararına bozma nedeni yapılmıştır.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 28.04.2016 tarihli son kararında; açılan davanın kısmen kabulüne; 9.562,50 TL davalı ..."dan, 9.562,50 TL davalı ..."den, 9.562,50 TL davalı ..."den, 12.750,00 TL davalı ..."den olmak üzere 41.437,50 TL"nin 04/09/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı bahriyeye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne; 4.781,25 TL davalı ..."den, 4.781,25 TL davalı ..."dan olmak üzere toplam 9.562,50 TL"nin 04/09/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte birleşen dosya davalılarından tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-) Davalıların faiz başlangıç tarihine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak
    sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır." şeklinde yer alan hüküm gereği temerrüt, usulüne uygun bir ihtar ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir.
    Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
    Dosyanın incelenmesinde; mahkemece faiz başlangıç tarihinin, taşımazın 3.kişiye satış tarihi olan 04.09.2001 olarak belirlendiği fakat dava tarihinden önce davacı tarafından davalılara ödemeye ilişkin ihtar yapılmadığı görülmekle, davacının davalıları dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğünü ispat edemediği anlaşıldığından, dava tarihinden itibaren faiz başlatılması gerekirken; yazılı şekilde faiz başlangıcına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    Ne var ki, yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 436/2 maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "Açılan davanın kısmen kabulüne; 9.562,50 TL davalı ..."dan, 9.562,50 TL davalı ..."den, 9.562,50 TL davalı ..."den, 12.750,00 TL davalı ..."den olmak üzere 41.437,50 TL"nin 04/09/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" cümlesinin çıkartılarak yerine "Açılan davanın kısmen kabulüne; 9.562,50 TL davalı ..."dan, 9.562,50 TL davalı ..."den, 9.562,50 TL davalı ..."den, 12.750,00 TL davalı ..."den olmak üzere 41.437,50 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" cümlesinin, hüküm fıkrasının 3.bendinde yer alan “Birleşen davanın kısmen kabulüne; 4.781,25 TL davalı ..."den, 4.781,25 TL davalı ..."dan olmak üzere toplam 9.562,50 TL"nin 04/09/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte birleşen dosya davalılarından tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” cümlesinin çıkarılarak yerine “Birleşen davanın kısmen kabulüne; 4.781,25 TL davalı ..."den, 4.781,25 TL davalı ..."dan olmak üzere toplam 9.562,50 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte birleşen dosya davalılarından tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” cümlesinin yazılmasına, hüküm fıkrasının hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde davacı ve davalı için karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi