10. Hukuk Dairesi 2016/883 E. , 2018/2391 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı ... Süt ve Süt Ürünleri San. Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 06.04.2011 tarihli iş kazasında iş makinesi kepçenin kovasının tırnaklarını sökmeye çalışırken, çekiçle vurduğunda sıçrayan bir çapağın sağ gözünün alt tarafına çarpması şeklinde yaralanan sigortalıya bağlanan gelir, geçici iş görmezlik ve tedavi masrafları nedeniyle uğranılan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 21. maddesidir.
1-Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda davalı işveren ... Süt ve Süt Ürünleri San. Tic. A.Ş."nin % 25 kusurlu olduğu belirtilmiş ve işverence işçilere iş güvenliği eğitimi verilmediği, bilgilendirilmediği, bilinçlendirilmediği, denetlenmediği, emniyetsiz şekilde çalışmanın engellenmediği ve emniyetli çalışma alışkanlığı kazandırılmadığı şeklinde düzenlenmiştir. Kazalı işçinin % 75 kusurlu olduğu belirtilmiş, dikkatsiz ve tedbirsiz davranmış olmasından kaynaklandığı şeklindedir. İlgili rapor kusur oranları oluşa uygun olmayıp, işveren tarafından alınması gereken önlem ve tedbirlerin alınmadığı, raporda işverenin sorumluluğu yönündeki tespitlere göre işverene verilen kusur oranı yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
2-Eldeki davada, davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin ilk fıkrasında, iş kazası, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri
tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği belirtilmiş olmakla, anlaşılacağı üzere işverenin rücu alacağından sorumluluğu belirlenirken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerekmektedir. Ayrıca meslekte kazanma gücü kaybı oranının (sürekli iş göremezlik derecesinin) %60’ın altında kaldığı durumlarda, emsallerine göre sigortalının daha fazla efor harcamak suretiyle de olsa çalışmasını sürdürüp yaşlılık aylığına hak kazanması olası bulunduğundan, 60 yaş sonrası yönünden pasif dönem zarar hesabı yapılmamalıdır.
Anılan maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
Mahkemece, yöntemince oluşa uygun kusur incelesi yapılıp, konusunda uzman bilirkişi tarafından yöntemince gerçek zarar tavan hesabı yapılarak, bu miktar gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile karşılaştırılıp davalının kusur oranına göre sorumluluğu belirlendikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.