Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:


yüzölçümündeki taşınmaz tapuda davalı gerçek kişiler adına kayıtlı olup beyanlar hanesinde taşınmazın 6831 sayılı yasanın 2/a ve 2/b maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan sahada kalmıştır şerhi bulunmaktadır.
Davacı ... Yönetimi vekili, 10.04.2012 tarihli dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kaldığı iddiasıyla taşınmaz üzerindeki şerhlerin kaldırılarak orman vasfıyla adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın tamamının (B ile işaretli 1070,00 m2) tapu kaydının iptali ile, orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı tarafın önünden talebinin konusunun kalmaması nedeniyle bu konuda Esas hakkında karar ittihazına mahal olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 766 sayılı Kanuna göre 1975 yılında kadastro çalışmaları, 1999 yılında ise orman kadastrosu ise 6831 sayılı Kanuna göre yapılarak kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve lehine ücreti vekalet tayin edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 26/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.