10. Hukuk Dairesi 2016/563 E. , 2018/2403 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalı Kurum denetmeni tarafından düzenlenen 02.02.2012 tarih ve 26 sayılı rapor ile, bu rapora dayalı, tüm Kurum işlemlerinin iptalini istemiştir. Mahkemece, denetim raporunun aksi ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; davalı Kurumda 1065525.048 işyeri numarasıyla işlem gören davacı işverene ait işyerinde, Alo 170 hattına gelen ihbar üzerine yapılan fiili denetim sonucu tanzim edilen 01.02.2012 tarihli tutanak ve 02.02.2012 tarihli 26 sayılı Sosyal Güvenlik Denetmen Raporuna dayalı olarak; işverenin çalıştırdığı kişilere ilişkin bildirimlerin geç ya da hiç yapılmadığı tespit edildiğinden 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi uyarınca 9.819,00 TL idari para cezası tahakkuk ettirildiği, 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi uyarınca tutanakla tespit edilen ... , ... ve ... isimli üç sigortalı için işe giriş bildirgesi ve aylık prim ile hizmet belgelerinin verilmesinin istendiği, işveren tarafından söz konusu tutanak, rapor ve idari para cezasına itiraz edilmesi üzerine, Kurum Sosyal Güvenlik Merkezi Komisyon Kararı ile itirazın reddedildiği, idari para cezasına ilişkin olarak idare mahkemesinde itiraz hakkı bulunduğunun bildirildiği, yapılan yargılamada tutanakta ismi bulunan sigortalıların dinlendiği anlaşılmıştır.
İş bu davayla davacı, çalışmaları kontrol memurunca saptanan ... , ... ve ... isimli sigortalıların, söz konusu çalışmalarının varlığı ve süresi hususlarında itirazda bulunduğundan, öncelikle adı geçen sigortalıların hak alanını ilgilendiren bu davaya dahil edilmeleri gerekmektedir.
Diğer yandan, davacının iddiasının araştırılması yönünden; sigortalılarla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar davalı Kurumdan ve davacı işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve sigortalıların çalışmalarını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyalarının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, ayrıca iptali istenen tutanak ve rapor nedeni ile Kurumun yaptığı başka işlem var mı araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre, karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Diğer yandan, davaya ve uyuşmazlığa konu olan 02.02.2012 tarih ve 26 sayılı denetmen raporuna dayalı olarak; davalı Kurumca tahakkuku yapılan idari para cezalarının iptali istemi ile tutanakla çalıştığı tespit edilen sigortalılara ilişkin verilmesi istenen prim ve hizmet belgeleri ve buna yönelik kurum işlemlerinin iptali davalarının, ayrı yargı yerlerinde görülmesi gerekmekle, anılan her bir davacı isteminin, ayrı ayrı değerlendirilmesi suretiyle sonuca gidilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.