Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2311
Karar No: 2018/2447
Karar Tarihi: 22.03.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/2311 Esas 2018/2447 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/2311 E.  ,  2018/2447 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, Türk vatandaşlığından çıkmadan önce yurtdışında geçen borçlanmaya esas süreleri borçlanabileceğinin ve ... Emeklilik sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de de sigorta başlangıç tarihi olduğunun, tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere davalı Kuruma yaptığı 02.01.2014 tarihli başvuru ile ...’da geçen süreleri borçlanmak istemiş, Kurum tarafından bu talep, talep tarihinde Türk vatandaşı olunmadığı gerekçesi ile reddedilmiştir. Davacı, iş bu dava ile ...’da geçen süreleri borçlanabileceğinin tespitini ve ... sigortasına giriş tarihi olan 04.09.1989 tarihinin ... sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitini istemiş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin tespitine, 4.7.1990 tarihinin sigorta başlangıcı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    Mahkemece uyulan bozma ilamında "...öncelikle davacının ... Emeklilik sigortasına giriş tarihinin tespitini talep etmekte hukuki yararının olduğu kabul edilerek, 3201 sayılı Kanun kapsamındaki borçlanma başvurusuna ilişkin, borçlanma talep dilekçesi, yurtdışı sürelerini gösterir ... Emeklilik Sigortasına ait belgeler ile yurtiçi çalışmaları dahil tüm kayıt ve belgeleri içerecek şekilde eksiksiz bir suretinin, kurumdan celp edilmesi suretiyle, ... Emeklilik sigortasına tabi bir çalışmanın bulunup bulunmadığı yöntemince saptanmalı, gerekirse verilecek mehille borçlanma usulünce sağlanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi" gerektiği belirtilmiştir.
    Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dahil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerinin saklı bulunduğu ifade edilmiştir.
    Öte yandan, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de bulunmaktadır.
    09.04.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Avusturya Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Yaşlılık, alullük ve Ölüm(aylıklar)” başlıklı ikinci bölüm ikinci kısım ikinci fasılda düzenlenen konuya ilişkin 21’inci madde hükmü ise “..b) Bir kişi Türkiye’de sigortalı olmadan önce ... mevzuatına göre emeklilik sigortasına tabi olmuş ise, Türk mevzuatının uygulanmasında ...’daki sigortalılığın başlangıcı, sigortaya ilk giriş tarihi olarak kabul edilir.” hükmüne yer vermiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı yurt dışında bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür.
    Somut olayda, dava dosyası içerisinde yer alan ikamet ve nufüs kayıtlarından 04.09.1989 tarihinden itibaren ... ikamet eden ve 04.07.1990 tarihinde ... doğum yaptığı anlaşılan davacı yönünden, doğum/analık durumunun yukarıda bahsedilen Uluslararası Sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından Avusturya sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığı usulünce araştırılmalıdır. Yapılacak araştırma neticesi, ... sigortasına kapsamında bulunmadığının anlaşılması halinde, ... Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sigorta başlangıcına dair yukarıdaki sözleşme hükmünün uygulanmasını gerektirecek nitelikteki ... sigortasına giriş tarihi açıkça belirlenmeli ve böylece davacının sigorta başlangıcına ilişkin istemi bu çerçevede yeniden değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi