Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3364
Karar No: 2017/4725

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/3364 Esas 2017/4725 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/3364 E.  ,  2017/4725 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
    Taraflar arasında görülen Ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Davacı, davalı ile 1/2 oranında paydaş oldukları 117 ada 5 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın üzerinde bulunan kat mülkiyeti kurulmamış 3 katlı binanın her bir katında 2 şer daire ve çatı katta da 1 daire olmak üzere toplam 7 daire bulunduğunu, bu dairelerden ikisini kendisinin kullandığını, birinin ölen kızkardeşlerinin eşine tahsis edildiğini,çatı kat dahil dört dairenin ise davalı tarafından kullanıldığını, davalının açmış olduğu ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/344 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında davalının üç daireyi kullandığını kabul ettiğini, bu davada fiili taksim olduğunu iddia etmiş ise de aralarında herhangi bir paylaşım olmadığını, davalının fiili bir durum oluşturduğunu ve fazladan kullandığı bir daire ile çatı kat için 15/11/2011 tarihli ihtarname gönderildiğini ve fazladan kullanılan bu iki daireye isabet edecek ecrimisil bedelinin 1/2 sini talep ettiğini ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek şimdilik 5.000-Tl ecrimisilin, aşamalardaki beyanıyla talebini arttırarak toplamda 9.701,35-Tl ecrimisilin ait olduğu yıllardan itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiş, cevaba cevap dilekçesinde 2,5,6 no’lu daireler ile 6 no’lu daireye eklenen yarım daireyi davalının kullandığını, 1 ve 4 no’lu dairelerin kendi zilyetliğinde olduğunu, 3 no’lu dairenin eniştelerine tahsis edildiğini, 29/01/2014 tarihli dilekçesiyle dava dilekçesindeki 5 parsel numarasını 4 parsel numarası olarak düzelttiğini beyan etmiştir.
    Davalı; davacı ile aralarındaki rızai taksime göre belirlenen 2, 5, 6 no’lu daireleri kullandığını, fazladan daire kullanmadığını,diğer üç dairenin de davacının kullanımında olduğunu, kızkardeşlerinin eşinin kullandığı 3 no’lu dairenin davacıya bırakıldığını,bu daireyle ilgili davacı ve eniştelerinin arasındaki sorunun kendisini ilgilendirmediğini ve bu dairenin kullanımında olmadığı gibi eniştelerine tahsisi ile ilgili bir tasarrufunun da olmadığını, kullanımında olan 6 no’lu daireye ek olarak yapılan dubleks bölümün yarım kat değil ¼ kat olduğunu, bina için masraflar yaptığını belirterek davanın reddini savunmuş, ikinci cevap dilekçesinde ise kendisine ait başka binadaki 7 no’lu daire ile dava konusu binadaki davacıya isabet eden 4 no’lu dairenin eniştelerinin kullanımına bırakılması konusunda anlaştıklarını, 4 no’lu dairede eniştelerinin eşyasının halen durduğunu, diğer binada bulunan kendisine ait 7 no’lu dairenin de enişteleri tarafından kullanıldığını beyan etmiştir.
    Mahkemece; iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.715,71-Tl ecrimisilin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Çekişme konusu 117 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/2’ şer paylarla davacı ve davalı adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerindeki 3 katlı binada 6 daire ve çatı kat bulunduğu, bina üzerinde kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulmadığı sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa ve maddi zararı yoksa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur.
    Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
    Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
    Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
    Somut olaya gelince;davacı, dava dilekçesinde fiili kullanma biçiminin oluşmadığını,binadaki dairelerin iki tanesinin tarafından, bir tanesinin ölen kızkardeşlerinin eşi tarafından, kalanların ise davalı tarafından kullanıldığını belirterek açıkça fiili kullanma biçimi oluşmadığını kabul ettiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda paylı mülkiyet hükümleri uyarınca payından daha az yer kullandığını iddia eden paydaşın açtığı davanın dinlenilme olanağı yoktur.
    Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi