21. Hukuk Dairesi 2015/2886 E. , 2015/9215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 29/12/1989 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 29/12/1989 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanun"a tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir" hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı ve işverenin kabul beyanı tek başlarına yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınarak; davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, ...İnşaat Sanayii ve Tic.Ltd. Şti. ünvanlı ve 268370.32 sicil no lu işyerince düzenlenen 29/12/1989 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin 20/01/1990 tarih, 101116 varide no ile Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacının 01/01/1998 -30/04/2014 tarihleri arasında toplam 4635 gün SSK lı hizmetinin bulunduğu, ihtilaf konusu dönem bordrosunun Kurum"a davalı işyerince verilmediğinin Kurum"un cevap dilekçesinde belirtilmiş olduğu, yine Kurum tarafından davacıya ait sigorta sicil numarasının, ilk işe giriş bildirgesinin Kurum"a intikal ettiği yıla ait serilerden olduğunun bildirilmiş olduğu ve davacı tanıklarının dinlendiği, tanıklardan birinin davacı işyeri çalışanı olmakla davacıya ait 29/12/1989 tarihli ilk işe giriş bildirgesini kendisinin düzenlediğini beyan ettiği, bunun üzerine Mahkemece tanığa davacının adı ve soyadının yazdırıldığı, yazılan yazı ile işe giriş bildirgesindeki yazının aynı stil olduğunun tespit edildiğinin 13/11/2014 günlü duruşma tutanağında belirtildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece davacı isteminin yukarıda belirtildiği şekilde karar altına alındığı anlaşılmakla, davacı ile birlikte çalıştığını iddia eden davacı tanıklarına ait hizmet cetvellerinin getirtilmeden, tanıkların uyuşmazlık konusu dönem işyeri sigortalı çalışanı olup olmadıklarının belirlenmeksizin, işyerinin 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı tarihin yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır.
Hizmet akdinin oluşabilmesi için işyerinin varlığı öncelikli koşul olduğundan yapılacak iş; davalı işyerinin Kanun kapsamında bulunduğu tarihi tespit etmek, ihtilaf konusu dönem içerisinde davalı işyerinin Kanun kapsamında bulunmaması halinde, faal ve kapsama alınabilecek nitelikte olup olmadığını davalı işyerine ait ticaret sicili kaydı, vergi kaydı, elektrik, su faturaları ile araştırmak, Belediye, zabıta aracılığıyla davalı işyerinin hangi tarihlerde faal olduğunu belirlemek, davacı ile birlikte çalıştığını iddia eden davacı tanıklarına ait hizmet cetvellerini getirtmek, dinlenen tanıkların davalı işyerinin uyuşmazlık konusu dönemi çalışanı olmadığının anlaşılması halinde dönem bordrosu Kurum"a verilmediğinden, Kurum"dan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre fiili çalışmanın olup olmadığına karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.