20. Hukuk Dairesi 2016/1548 E. , 2017/6942 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 22/04/2011 havale tarihli dilekçesi ile kısmi ilan süresi içerisinde 117 ada 1 sayılı orman parselinin bitişiğinde yer alan 2290 ve 2295 numaralı OS noktalarının çevreleyen poligon saha ve noktalarının güneyinde yer alan sahanın orman sınırı dışında bırakıldığı iddiasıyla, bu taşınmazların orman niteliğiyle adına tescilini istemiştir. Arazi kadastrosu sırasında 130 ada 1 ve 2 ve 150 ada 3 parsel sayılı sırasıyla, 3398,95 m2, 144,00 m2 ve 150 4634,53 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydına dayanarak, vasıf ve malik haneleri boş bırakılıp davalı olarak tespit edilmiş ve mahkemeye gönderilmiştir.
Mahkemece, tutanak zilyedi davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonucunda: davanın kabulüne, 150 ada 3 sayılı parselin bilirkişilerce hazırlanan ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1754,69 m2"lik kısma ilişkin kadastro tespitinin iptaline, orman vasfıyla adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfli 2879,84 m2"lik kısmın ... adına bahçe vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, 130 ada 1 ve 2 sayılı parsellerin kadastro tespitinin iptaline, orman vasfıyla adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekilince 150 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (B) harfli bölümüne yönelik olarak ve davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dairenin 15/12/2014 tarih ve 2014/9844-10535 E-K sayılı kararıyla 130 ada 1 ve 2 sayılı parsellere ve 150 ada ada 3 parselin (A) kısmına yönelik hükmün onanmasına, 150 ada 3 parselin (B) kısmı hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Orman Yönetiminin 30 günlük kısmî ilân süresi içinde orman kadastrosuna itiraz davası açması nedeniyle dava konusu taşınmaz hakkında malik hanesi ve niteliği açık bırakılmak suretiyle tesbit tutanağı düzenlendiğine göre, 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerinin 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince gösterecekleri delillerle mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi ya da sahipleri adına tesbit ve tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kısmen davalı olmadıkları gerekçesiyle araştırma yapılmaksızın tutanağın edinme nedeninde ismi geçen kişi adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Mahkemece, çekişmeli 150 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümüne yönelik olarak, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı getirtilip mahallinde yapılacak keşifte uygulanarak yöntemine uygun orman araştırması yapılması, kararda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, (B) bölümünün orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması" gereğine değinilmiştir.
-2-
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde kısmi davanın reddine, fen bilirkişi raporuna ekli krokide 3-B harfiyle gösterilen 2879.84 m2"lik bölümün ... adına bahçe vasfıyla tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalılardan tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kısmi ilan süresi içinde orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 24/03/2011 - 22/04/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastro çalışmaları vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 150 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 3-B harfiyle gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 150 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamı dava konusu olduğu, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümün onanarak kesinleştiği, hüküm yerinde taşınmazın tamamı hakkında verilen kararın infazda tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanması gerektiği ve bu nedenle (A) kısmı hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği halde, parselin (A) kısmı hakkında verilen kararın hüküm yerinde açıklanmaması doğru görülmemiş ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin sonunda yer alan “tapuya kayıt ve tesciline,” ibaresinden sonra gelmek üzere “dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü hakkında kurulan hüküm Yargıtay tarafından onanmakla bu bölüm hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/09/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.