20. Hukuk Dairesi 2016/1979 E. , 2017/6945 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 03/12/2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; sınırlarını bildirdiği fındıklık vasfındaki taşınmazda müvekkili lehine kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın müvekkili adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalılar yönünden davanın kabulü ile, fen bilirkişilerinin 04/11/2013 tarihli raporlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 9.148.87 m2"lik yerin davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Belediye vekili temyizden vazgeçmiştir.
Dava, TMK’nın 713. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede arazi kadastrosu 1973 yılında yapılmış, taşınmaz tescil harici bırakılmış, orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 1992 yılında yapılmış, taşınmaz orman sınırı dışında bırakılmıştır.
1) Davalı ... Belediyesinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Bilindiği üzere HUMK’nın 432. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından verilen hükümlere karşı temyiz yoluna müracaat edildikten sonra temyiz talebinden feragat edilmesi halinde, feragate ilişkin karar verme yetkisi Yargıtaya aittir. Somut olayda, davalı ... 06/05/2015 havale tarihli dilekçeyle temyiz talebinde bulunduktan sonra 11/05/2015 havale tarihli dilekçeyle temyiz talebinden vazgeçmiş, mahkemece 12/05/2015 tarihli ek kararla Hazine yönünden temyiz talebinin reddine karar vermiş ise de bu doğru görülmemiştir. Bu nedenle mahkemenin 12/05/2015 tarihli ek kararının kaldırılarak; davalı Belediyenin süresinde temyiz talebinde bulunduktan sonra temyiz talebinden feragat ettiği anlaşılmakla, temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
İncelenen dosya kapsamına, davanın tescil davası niteliğinde olmasına göre mahkemece taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru değildir ve 6100 sayılı HMK’nın aynı kanunun 371/1-b maddesi uyarınca “bozma sebebi” olarak düzenlenmiştir. Şöyle ki;
6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava
şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, davalı köyün 6360 sayılı Kanun gereğince köy tüzel kişiliği ortadan kalkmış ve ilçesinin mahallesi haline gelmiştir. Taraf sıfatı kalmayan köyün yerine katıldığı ilçenin belediyesi olan Belediyesinin ve sınırlarının il mülki sınırı haline gelmesi nedeniyle Belediyesinin ilgili kamu tüzel kişisi sıfatıyla davada taraf olarak yer alması gerekli olacağından, 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Belediyesinin temyiz talebinin REDDİNE; davalı Hazinenin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.