Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1561
Karar No: 2017/6946

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1561 Esas 2017/6946 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/1561 E.  ,  2017/6946 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalıla tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı 09/08/2010 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; tapulu taşınmazına komşu taşınmazların 60 yıldır zilyetliğinde olmasına rağmen kadastroda tespit dışı bırakıldığını, taşınmazda lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının oluştuğunu ileri sürerek adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen yere ait tescil talebinin reddine, (B) harfi ile gösterilen 906,33 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 1100,74 m2 olmak üzere toplam 2007,07 m2 yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve arafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK’nın 713. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede arazi kadastrosu 1996 yılında yapılmış, kadastro paftasına göre dava konusu taşınmaz tekir çayı olarak bırakılan içerisinde kalmaktadır.
    Mahkemece, dava şartları incelenip değerlendirilmeden, işin esasına girilerek dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve davacı gerçek kişi yararına zilyetlike kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle (B) ve (C) harfli kısmı hakkında davanın kabulüne ve davacı adına tesciline karar verilmiş ise de karar usul ve kanuna aykırıdır.
    Bilindiği üzere 6100 sayılı MHK’na göre “aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartı olarak düzenlenmiştir (6100 s. HMK m. 114/1-i). Aynı kanunun 115. maddesine göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Yine, kesin hüküm kuralını düzenleyen aynı kanunun 303. maddesine göre: (1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
    Somut olayda, davacı gerçek kişi Esas sayılı davasında tapu kaydına ve zilyetliğe dayanarak dava konusu taşınmaz hakkında tescil davası açmıştır. Ekte bulunan dava dosyası incelendiğinde, mahkemece yapılan keşif sonucu fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 7.6.2006 tarihli raporlarında dava konu taşınmaz (A), (B), (C), (D), (F) ve (E) harfleri ile gösterilmiştir. Mahkemece 13.09.2006 tarih ve 2005/242 - 2006/1651 E.K. sayılı kararıyla (A) ve (F) harfleri ile gösterilen taşınmazlar hakkında davacı adına tapuda kayıtlı oldukları gerekçesiyle “karar verilmesine yer olmadığına”, (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen yerlere ilişkin davanın


    tapu kaydının tapu sicil müdürlüğünde bulunmaması, geçerli olmaması ve taşınmazın dere yatağından kazanılmış yer olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hüküm taraflara tebliğ edilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Bu kerre hazine tarafından aynı taşınmaz için 4721 sayılı TMK’nın 713/6. maddesi uyarınca eldeki temyize konu davanın davacısı ... ve avalı gösterilerekahkemesinde tescil davası açılmış, sulh hukuk mahkemesinin 14/04/2010 tarih ve 2008/849 - 2010/1181 E-K sayılı kararıyla “dava konusu taşınmazın krokide (E) harfi ile gösterilen kısmının sayılı orman parseli içinde kalıp tapuya tescilli bulunduğu, (B), (C) ve (D) harfli kısımlarının ise yatağı içinde kaldığı ve dere yatakları 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi gereğince tescil edilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/05/2011 tarih ve 2011/1732-5277 E.K. sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiş, hüküm kesinleşmiştir.
    Eldeki temyize konu davada mahkemece yapılan keşif sonucu aldırılan 09/04/2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazlar (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilmiş; fen bilirkişi yukarıda zikredilen dava dosyalarındaki fen bilirkişi krokileri ile dava konusu taşınmazı karşılaştırmış, buna göre, mezkur bilirkişi raporlarında (A) ve (F) harfleri ile gösterilen yerler davacı adına kayıtlı 315 ada 1 parsel sayılı taşınmazda, (E) harfi ile gösterilen yer bu bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısımda; bilirkişilerin (D) harfi ile gösterdikleri yer bu bilirkişi raporunda (B) ile (C) ve (B) harfleri ile gösterilmiş yerler de bu bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen yere tekabül etmektedir. Diğer bir anlatımla temyiz edenlerin sıfatlarına göre temyize konu taşınmazın (B) ve (C) harfleri ile gösterilen yerler, Mahkemesinin 2005/242 Esas ve 2008/849 Esas sayılı davalarında dava konusu olan yerlerdir. Yine 2005/242 Esas sayılı davada davacı ..., davalılar . Dolayısıyla Mahkemesinin 2005/242 Esas sayılı dava dosyasında verilen hüküm davacı ... açısından kesin hüküm teşkil etmektedir. O halde, mahkemece işin esasına girilmeksizin dava şartı olarak kabul edilen kesin hüküm sebebiyle HMK"nın 114/1-i ve 115. maddeleri uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıla temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde iadesine 27/09/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi