3. Hukuk Dairesi 2016/10263 E. , 2017/34 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 1991 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 2003 doğumlu . isminde reşit olmayan çocuklarının olduğunu, davalı (koca)nın başka bir kadınla birliktelik yaşadığını ve müvekkilini evden kovduğunu, davacının müşterek çocukla birlikte baba evine sığındığını, davalı kocanın davacı ve müşterek çocuk için maddi destekte bulunmadığını, davacının ev hanımı olduğunu ve herhangi bir gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, davacı için 500,00 TL, müşterek çocukların her biri için 250,00 şer TL olmak üzere toplam 1000 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul etmediğini, davalının haklı neden olmadan müşterek haneyi terk ettiğini, talep edilen nafakaları ödeme gücünün olmadığını, davalının engelli çocuğundan bakım aylığı aldığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu, davacı kadın ve müşterek çocukların maddi açıdan katkıya muhtaç oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı için dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL, müşterek çocuk. için dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL,müşterek çocuk. için dava tarihinden reşit olduğu 01.03.2015 tarihine kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının müşterek çocuklar yönünden temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığından reddi gerekir.
2)4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.
./..
-2-
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dinlenen tanık beyanlarından davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu dolayısıyla davacı kadın ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; Türk Medeni Kanunu"nda eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacakları hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşama düzeyi dikkate alınmalıdır.
Mahkemece, yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ve taraf beyanlarından; davacının ev hanımı olduğu, 1.5.2015 tarihinden itibaren engelli çocuğundan 600 TL bakım ücreti aldığını, davalının ise sağlık memuru olduğu, aylık 2.200 TL geliri bulunduğu, aylık 400 TL kira ödediği anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının gelir düzeyi ile birlikte yaşarken davalının eşine sağlamış olduğu yaşama standardı nazara alınarak; davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, davacı kadının ihtiyaçları ve davalının geliri ile uygun olmayacak şekilde az nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK"nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.