21. Hukuk Dairesi 2015/5657 E. , 2015/9270 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 37.557,33 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; zararlandırıcı olayın SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının sürekli iş göremezlik derecesinin % 6.1 olduğu, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde davacı sigortalının % 10 oranında ortak kusurlu bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece yapılan emsal ücret araştırması sonucunda Deniz Ticaret Odası yazı cevabında aylık 800,0 TL, Dok Gemi İş Sen. yazı cevabında aylık 1.130,0 TL, Ereğli Ticaret Odası yazı cevabında aylık 750-900 TL ücret alabileceğinin belirtildiği, tanıkların davacının aylık 1.200,00 TL ücret aldığını beyan ettikleri, hükme esas bilirkişi hesap raporunda tanık beyanları ile Dok Gemi İş. Sen. tarafından bildirilen emsal ücretin oranlaması alınarak asgari ücretin 2.39 katı üzerinden yapılan hesaplama sonucu 37.557,33 TL maddi zararın tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Kusurun aidiyet ve oranı uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya hak sahiplerinin maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise sigortalının imzası bulunan iş yeri kayıtlarından saptanacağı, iş yeri kayıtlarının bulunmaması veya gerçek durumu yansıtmadığının anlaşılması halinde ise işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, davacı sigortalının sendikalı çalışan olmaması nedeniyle gerçek ücretinin sendikalardan araştırılamayacağı, Ticaret Odasının emsal ücret bildirecek nitelikte olmadığı, tanık beyanlarının ise gerçek ücretin tespitinde esas alınamayacağı ortadadır.
Yapılacak iş; davacı sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odalarından ve gerektiğinde... İl Müdürlüğü"nden olay tarihinde alabileceği emsal günlük net ücretleri sormak, buradan gelen neticelere göre hakkaniyete ve hayatın olağan akışına uygun olacak şekilde ücretin tespit edilerek davacının maddi zararını yeniden hesaplatmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesinin 2. fıkrası "Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi halinde ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur" hükmünü getirmiştir. Bu madde gereğince davanın aynı nedenle reddi halinde ret nedeni aynı olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken manevi tazminat yönünden ret nedeni aynı olan davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.