Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/894
Karar No: 2017/6987

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/894 Esas 2017/6987 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/894 E.  ,  2017/6987 K.

    "İçtihat Metni"



    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    parsel sayılı 1879419,80 m² yüzölçümlü taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
    Davacı, 01.10.2010 tarihli dilekçesiyle taşınmazın bir bölümünün Eylül 1963 tarih 8 numaralı tapu kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne; 1735 m² yüzölçümlü dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 30/09/2014 tarih ve 2014/7203 E. - 8148 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “... Mahkemece, her ne kadar taşınmaz orman sayılan yerlerden ise de davacının dayandığı 963 tarih 8 numaralı, geldisi Osmanlıca, kadastroda revizyonu bulunmayan 919 m² yüzölçümlü, sınırları yol, Koca Ahmet, kestanelik, oğlu olan tapu kaydının taşınmaza uyduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; uzman bilirkişi kurulu raporunda, (A) harfi ile işaretli 1735 m² yüzölçümündeki çekişmeli taşınmazın 1985 tarihli memleket haritasında ve hava fotoğrafındaki konumu incelenerek, yeşil renkle gösterilen orman sayılan yerlerden olduğu açıklanmış, yine ziraat uzmanı tarafından 12 - 15 yaşında fındık ocakları ile kaplı tarım alanı olarak kullanıldığı açıklandığı halde, ağaçların sayısı, taşınmazdaki dağılımı belirtilmemiş, orman bilirkişi raporu ile arasındaki çelişki giderilmeden ve eski tarihli resmî belgelerdeki konumu değerlendirilmeden karar verilmiş, Dairenin 26/11/2013 günlü geri çevirme kararı üzerine hazırlanan 17/06/2014 günlü ek raporda ise dava konusu olmayan 121 ada 5 parsel sayılı başka bir taşınmaz hakkında inceleme yapılarak bu taşınmazın eski tarihli resmî belgelerdeki konumu gösterilmiştir.
    O  halde;  mahkemece, yeniden yapılacak keşifte öncelikle, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek,  bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aleti yardımıyla üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü  belirlenmeli, orman sayılan yerlerden değil ise ziraat uzmanından taşınmazdaki fındık ağaçları ile varsa orman ağaçlarının sayısı, yaşı, dağılımı, baskın ağaç türünün ne olduğu ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı konusunda bilimsel verilere dayalı, açıklamalı krokili rapor alınmalı, tapu kaydının taşınmaza uyduğu bildirilmiş ise de resmî belgelere göre kullanılmayan yer olduğu saptandığı takdirde, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/B maddesi gereğince hak sahibi tarafından kullanılmayan kayıt ve belgeye değer verilemeyeceği ve dayanılan tapu kaydının 4785 sayılı Kanun karşısında da yasal değerinin bulunmadığı gözönünde bulundurulmalı, bu şekilde toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.

    -2-
    2016/894 -2017/6987

    Kabule göre de; çekişmeli taşınmaz, 101 ada 1 sayılı parsel olduğu halde, hüküm yerinde "1012 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, teknik bilirkişi rapor ve krokisinde kırmızı renkle gösterilen 1735 m² yüzölçümündeki taşınmazın 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek 102 ada son parsel numarası ile davacı adına tesciline" şeklinde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir...” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile;
    Dava konusu sınırları içerisinde kalan 101 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın oluşturulan tapu kaydının iptali ile taşınmazın teknik bilirkişi ün 26/06/2015 havale tarihli rapor ve krokisinde turuncu renk ili sınırları boyalı A=1735,60 m² yüzölçümündeki kısmın ifraz edilerek, ifraz edilen bu kısmın 146 ada son parsel numarası ile davacı kimlik numaral adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış ve kesinleşmiştir.
    Mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın babası adına tescilini talep etmiş, 29.12.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu taşınmazın babasından taksim sonucu kendisine kaldığını belirterek taşınmazın adına tescilini istemiştir.
    Yargıtay bozma kararı öncesi 25.09.2012 tarihinde keşif sırasında beyanları alınan mahalli ve tespit bilirkişileri dava konusu taşınmazın’a babasıdan kaldığını, eski meyve ağaçlarını babasının, yeni fidanları ise davacı ...’un diktiğini belirtmişlerdir.
    Davacıya ait nüfus kaydının incelenmesinde davacının babasının dava tarihinden önce öldüğü, davacı ile birlikte kardeşlerinin mirasçı olarak kaldıkları, kardeşlerinin birinin adının da mahalli ve tespit bilirkişlerinin beyanlarında geçen olduğu anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamından taşınmazın evvelinin davacının babasına ait olduğu anlaşılmakta ise de babadan kalan bu taşınmazın davacı ve kardeşleri arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşıldı ise davacıya mı yoksa kardeşi a mı kaldığı belli değildir. Kaldı ki, davacı dava dilekçesi ve 10/03/2011 tarihli celsede taşınmazın babasının mirasçıları adına tescilini talep etmiş daha sonra ıslah dilekçesi ile taşınmazın kendi adına tescilini istemiş, buna rağmen mahkemece bozma kararı sonrası yapılan keşifte mahalli bilirkişi ve tanık dinlenmemiş, taşınmazların davacıya taksimle kalıp kalmadığı belirlenmeden hüküm kurulmuştur.
    Dosya arasındabulunan nüfus kaydına göre miras bırakan 24.01.2010 tarihinde ölmüştür. Ölüm tarihine göre miras bırakanın terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tâbi olup, taksim yapılıp yapılmadığı yeterince araştırılmamıştır.
    TMK"nın 701. maddesinde "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir." şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay ve payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yapılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı Kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarruf işlemlerinde tüm ortakların oy birliği ile karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmak da bir tasarruf işlemi olduğuna göre mirasçılardan birisinin taşınmazın kendisi adına tescili için dava açması mümkün değildir. Bir başka anlatımla, mirasçılardan birisinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tâbi bir taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur.
    Açıklanan sebeple, yeniden yapılacak keşifte dinlenecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın taksimle davacıya kalıp kalmadığı belirlenmeli, babadan kalan taşınmazın taksim edilmediği anlaşılırsa yukarda açıklanan gerekçelerle davacının davasının reddine karar verilmeli,




    -3-
    2016/894 -2017/6987


    babadan kalan taşınmazın taksimle davacıya kaldığının belirlenmesi halinde ise davacının ıslah dilekçesine değer verilerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmelidir.
    Kabule görede; dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline dair hüküm kurulduğu ve hüküm kısmında davacının kimlik numarası yazıldığı halde davacının adı yerine babasının adının yazılması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 28/09/2017 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi