10. Hukuk Dairesi 2018/36 E. , 2018/2615 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosya kapsamı incelendiğinde, 25.12.2014 tarihinde verilen hüküm sonrası, 20.02.2015 tarihli tavzih talebi üzerine, “1- Davalı vekilinin tavzih talepli dilekçesinin 1. maddesinde belirtilen Davacının ... Belediyesi"ne ait ... A.Ş. ait ... ve ... sicil numaralı işyerlerindeki 31.03.2005-31.05.2005 tarihleri arasındaki çalışmalarından yasanın yürürlük tarihi sonrasındaki 26.04.2012-31.05.2012 olarak belirtilen tarihin 26/04/2005-31/05/2012 olarak düzeltilmesine, 2- Davanın Kısmen Kabulü konusundaki açıklamaya yönelik tavzih talebinin ; "... . İcra Müdürlüğünün 2012/20053 Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline
İcra İnkar Tazminatı yönündeki talebin REDDİNE" verilmekle kısmen kabul kararı yazıldığı... şeklinde açıklanmasına” şeklinde ek karar verildiği, söz konusu asıl karar ve tavzih hükmünün taraf vekillerince temyiz incelemesine getirildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün Tashihi” başlığını taşıyan 304. maddesinde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların, mahkemece kendiliğinden veya taraflardan birinin istemi üzerine düzeltilebileceği belirtilmiş, “Hükmün Tavzihi” başlıklı 305. maddesinde, hüküm yeterince açık değilse veya yerine getirilmesinde duraksama uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, yerine getirilmesi tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya duraksama ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen
borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıklanmıştır. Tavzih yoluyla hüküm fıkrası değiştirilemez ve hükmün infazından sonra tavzih yapılamaz.
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri doğrultusunda eldeki davada, her ne kadar mahkemece, maddi hataya düşüldüğü gerekçesiyle hükümde değişiklik yapılmış ise de, anılan yanlışlığın maddi hata niteliğinde olmadığı, davacının hakkının daraltıldığı, bu nedenle de düzeltmenin tashihe ve tavzihe konu edilemeyeceği belirgin olup, mahkemece tavzih yolu ile düzeltme yapılması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
2- Mahkemece her ne kadar gerek hükmün gerekçesinde ve gerekse de tavzih hükmü ile tarihler belirtilmek suretiyle (en son 26.04.2005-31.05.2012 tarihleri belirtilmiştir) 5335 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmaları nedeniyle söz konusu sürede davalıya ödenen yaşlılık aylıklarının davacı Kuruma ödeneceğinin açık olduğu belirtilmiş ise de, bir sonraki paragrafta davalının aylık aldığı sırada ... ve ... Üniversitelerinde çalıştığı süre için aylığın kesilmesinin mümkün görülmediğinin belirtildiği, ne var ki bu üniversitelerde geçen süreler dikkate alındığında (14.09.2007-14.12.2011) söz konusu kabule yönelik süreler arasında çelişki olduğu, diğer taraftan, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde hükmün infazının mümkün bulunmadığı, zira kabul ve red edilen miktarların açıklıkla belirtilmediği, diğer yandan davanın itirazın iptali olmasına göre kabul ve red edilen miktarlara göre taraflara vekalet ücreti verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi