11. Hukuk Dairesi 2015/14500 E. , 2017/3146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.04.2015 tarih ve 2012/184-2015/182 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında taşıma ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin muhtelif zamanlarda yaptığı taşıma hizmetini gereği gibi ifa etmiş olmasına karşın davalının faturalara konu bedelleri ödememesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %40’ı oranında inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı taraf ıslah dilekçesi ile talep miktarını 21.538,00 TL"den 12.440,71 TL"ye düşürmüştür.
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, başka firmalardan karşı ödeme şeklinde gelen kargolara ilişkin fatura bedellerinin müvekkilince düzenli olarak ödendiğini, ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/1558 sayılı dosyası ile her iki tarafa ait defterlerde müvekkilinin davacıya borcu olmadığının tespit edildiğini savunarak, davanın reddini ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin davalı şirkete taşımacılık hizmeti verdiği, ancak verilen bu hizmetin gerekleri ve yapılacak ödemeler konusunda taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, cari hesap sözleşmesi mevcut olmasa da düzenlenen faturalar ile yapılan ödemeler ile bunu belirleyen cari hesap şeklinde işleyen bir hesabın bulunduğunun belirlendiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece takip konusu edilen faturalarla sınırlı olmayıp halen kesilen faturalar ve yapılan ödemeler ile devam ettiği, bu sebeple ilişkinin ortasından kesit alarak 23.03.2011-15/12/2011 dönemi için tarafların birbirinden borçlu ve alacaklı olduklarını söylemenin teknik yönden sakıncalı olduğu, davacı alacağının 10.264,14 TL olup, faizi ile 10.311.18 TL olarak belirlendiği ve savunmaya konu Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında ise, fatura konusu gönderilerin teslim alındığına dair imza olmadığına yönelik davanın kendi içinde gelişen aşama çerçevesinde karara bağlandığı gerekçesiyle, takibin kısmen iptali ile, 10,311,18 TL üzerinden devamına, asıl alacak 10.264.14 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi uygulanmasına, %20 icra inkar tazminatı olan 2.062,23 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, taşıma ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Yargılama sırasında, davalı tarafından ibraz edilen 29.12.2011 tarihli dekonttan, davalı tarafından davacıya 9.490,11 TL"nin dava açılmadan önce EFT yapıldığı anlaşılmaktadır. Alacağın tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması sonucunu doğuran, borcu ortadan kaldıran, borcu söndüren ödeme vakıasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olması karşısında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 102. maddesi hükümleri de gözetilerek, 29.12.2011 tarihli dekontun borcu kısmen veya tamamen söndüren belge niteliğinde olup olmadığı mahkemece değerlendirilmediğinden, kararın bu yönden davalı lehine bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 29.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.