1. Hukuk Dairesi 2014/22518 E. , 2017/4883 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.10.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan ...’nin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu 108 ada 55 parsel sayılı taşınmazı davalıya satış suretiyle temliki nedeniyle açtığı tapu iptali ve tescil davasının ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/3 Esas, 2007/158 Karar sayılı ilamı ile kabulle sonuçlandığını, yine mirasbırakandan intikal eden 108 ada 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazların davalıya temlikine ilişkin hile hukuksal nedeniyle açtığı tapu iptali ve tescil davasının da ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/4 Esas, 2006/387 Karar sayılı ilamı ile kabulle sonuçlanıp kararların derecattan geçmek suretiyle kesinleştiğini, davalının anılan kararlara rağmen taşınmazları kullanmaya devam ettiğini, kendisine bir ödeme de yapmadığını ileri sürerek, mirasbırakanın ölüm tarihi olan 24.08.2005 tarihinden itibaren 15.000-TL ecrimisilin kademeli yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunup taşınmazlardan herhangi bir gelir elde etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 108 ada 55, 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazların davalı adına kayıtlı olduğu, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/ 3 ve 4 Esas sayılı dava dosyaları ile davacı ... tarafından davalı ... aleyhine, dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakan tarafından davalıya temlikine ilişkin işlemlere karşı hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı açtığı davaların kabulüne karar verilip kararların deracattan geçerek kesinleştikleri, Türk Medeni Kanunu"nun 705. maddesi uyarınca pay oranında mülkiyetin davacıya geçtiği muvazaalı ve hileli işlemlerin yapıldığı andan itibaren geçersiz olacağı ve işlemin tarafı olan davalının da iyiniyetinden söz edilemeyeceğinden ecrimisile hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda ise hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilke ve usule uygun olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak, ilk önce dava konusu edilen ilk dönemin ecrimisil miktarının o yılların rayicine göre belirlenmesi, sonraki yıllar için ise belirlenecek tutarlara ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması ve hasıl olacak sonuca göre ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.