20. Hukuk Dairesi 2016/1586 E. , 2017/7078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... ilçesi, ... köyü, 231 ada 5 parsel sayılı taşınmaz 6556,77 m² yüzölçümüyle, tutanakların edinme sebebinde davalı gerçek kişilerin 1/2 oranında eşit hisse ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinde olduğu belirtilmiş ise de; kadastro mahkemesinin 2011/72 Esasında, davacı ... Yönetimi tarafından taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu savıyla dava açıldığından, malik ve nitelik haneleri açık bırakılarak tesbit edilmiştir.
Kadastro mahkemesinde davacı ... Yönetimi vekili, ... köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosunda davalılara ait taşınmazların orman sınırları dışında bırakılmasına ilişkin işlemin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Orman kadastrosuna itiraz davası ile malik hanesi ve niteliği boş olarak bırakılan kadastro tespit tutanağı aslı birleştirildikten sonra, mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine tarafından taşınmazın özel mülk olarak tescili gerektiği iddiasıyla niteliğe ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/11/2013 gün 2013/7094 E. – 2013/10316 K. sayılı ilamı ile “ Mahkemece, davalı gerçek kişilerin davayı kabul ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak karar verilmiş ise de, taşınmazın niteliğine ilişkin olarak yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli ve elverişli değildir. Ayrıca, dava konusu taşınmaz 3402 sayılı Kanunun 30. maddesi uyarınca, davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesinin belirlenmesi amacıyla aynı Kanunun 5 ve 27. maddeleri uyarınca kadastro mahkemesine devredilmiştir. Hal böyle olunca hâkim tarafından lüzum görülen tüm deliller toplandıktan sonra, taşınmazın niteliği ve gerçek hak sahibinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi, yine Kadastro Kanununun 11. maddesi uyarınca askı ilânları yapılması gerektiği de gözetilmemiştir.
Bu nedenle, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca askı ilânları yapılmalı, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraaat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden
renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman sınırlandırılmasına itiraz ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4 maddesi gereğince yapılan ve 07.06.2011 – 06.07.2011 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkarılarak kesinleşen orman sınırlandırılması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi.