3. Hukuk Dairesi 2020/1998 E. , 2021/692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : AYVALIK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında verilen davanın reddi kararı hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 1211 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ortak olarak alınması, söz konusu yerin parsellere ayrılması, projelerinin yapılması ve bir kısım inşaatların yapılıp üçüncü şahıslara satılması amaçlı adi ortaklık ilişkisi kurduğunu, bu doğrultuda inşaatlar yapılıp üçüncü şahıslara satışının gerçekleştiğini, bir süre sonra aralarında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle bu ortaklık ilişkisini sona erdirme kararı aldıklarını, bu amaçla 23/08/2015 tarihli protokolün tanzim edildiğini, protokolde davalının 1.450.000 TL bedel mukabilinde taşınmazdaki hissesini devretmeyi kabul ettiğini, yine bu kapsamda birbirleri ile olan alacak ve borç ilişkisi hesaplanmak suretiyle dosya kapsamında yer alan hakem kararının tanzim edildiğini, neticeten 460.000 TL ödeme yapması suretiyle davalının taşınmazlar üzerindeki hissesini devretmesinin kararlaştırıldığını, 460.000 TL’nin çek ile davalıya ödendiğini, söz konusu hakem kararının 6. maddesi uyarınca davalının söz konusu hisselerin devri için dava dışı avukata vekalet vermesi gerekirken bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi devre de yanaşmadığını, bu nedenle 23/08/2015 tarihli protokolün 11. maddesinde öngörülen cezai şartın davalıca ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, 250.000 TL cezai şartın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; tarafların hak ve yükümlülüklerinin eşit olarak kararlaştırıldığını, buna rağmen davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, söz konusu arsanın tapuda yarı yarıya adlarına tescil edildiğini, davacının yarattığı korku ve baskı nedeniyle söz konusu protokolü imzalamak durumunda kaldığını, mülkiyet devrini amaçlayan 23/08/2015 tarihli protokolün resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, buna bağlı cezai şartın da geçersiz olacağını, ilgili hakem kararının da yasanın belirttiği şartlara uyulmadan tanzim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin olmayıp, adi ortaklık sözleşmesinin cezai şarta ilişkin hükmüne dayalı olduğu, taraflar arasında düzenlenen 23/08/2015 tarihli protokolün 1 nolu bendinin tapulu taşınmazın mülkiyetinin devrine ilişkin olup resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, buna bağlı olup geçersiz sözleşmenin fer’isi niteliğinde olan cezai şartın da geçersiz olacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davanın, adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesine dair yapılan protokol içerisinde taşınmaz hisse devrine dair edimin yerine getrilmemesine dayalı cezai şart istemine ilişkin olduğu, tapulu taşınmazın devrine ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılmadığı sürece geçersiz bulunduğu, cezai şartın da asıl borca ilişkin fer’i bir hak olup, geçersiz sözleşmelerde yer alan cezai şartın da geçersiz olacağı gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Uyuşmazlık; adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesine dair protokol uyarınca cezai şart istemine ilişkindir.
Hukuk mahkemesinde görülen bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir mahkemenin görevi içindeki bir hususun çözümüne bağlı ise hukuk mahkemesi o hususun görüldüğü davanın sonuçlanmasını kendisi için bekletici sorun yapabilir.
Görülmekte olan bir davanın sonuçlanmasını başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekir:
a) Bekletici sorun yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması,
b) İki dava arasında bağlantı bulunması.
Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.
Somut olayda; dava konusu cezai şart istemine dayanak yapılan 1211 ada 12 parsel sayılı taşınmazın, aynı tasfiye sözleşmesi uyarınca Ayvalık 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/58 E. 2019/143 K. sayılı dosyasında görülen tapu iptal tescil davasına da konu edildiği, söz konusu davada verilecek nihai hükmün ise, eldeki davayı etkileyebilecek nitelikte olduğu açıktır.
Bu itibarla, Ayvalık 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/58 E. 2019/143 K. sayılı dosyasının kesinleşmesinin eldeki dava bakımından bekletici mesele yapılması gerekirken, bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanun"un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.