23. Hukuk Dairesi 2014/5084 E. , 2015/6218 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2013
NUMARASI : 2008/621-2013/815
Taraflar arasındaki tazminata ilişkin asıl; alacağa ilişkin birleşen davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davalı kooperatifin müvekkilini 15.06.2002 tarihinde haksız olarak üyelikten ihraç ettiğini, açılan dava sonucunda ihraç kararının iptal edildiğini, ancak müvekkilinin, kendisine tahsis edilen A-1 Blok 3 no"lu daireyi eksik ve ayıplı imalatlar ile kooperatif yönetim kurulunun hasmane tutumları nedeniyle bugüne kadar kullanamadığını, bu dönemde bir kaç kez ev değiştirmek zorunda kaldığını, uzun süre yaşanan sıkıntılar, hukuki süreçler, yapılan masraflar nedeniyle ailevi sıkıntıların baş gösterdiğini ve sonunda eşiyle de boşanmak zorunda kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dairenin kullanılamamasından kaynaklanan kira kaybı için 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere 15.000,00 TL"nin davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiş, kira kaybına ilişkin talebini ıslah yoluyla 15.084,16 TL"ye yükseltmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkiline kur"a ile tahsis edilen A-1 Blok 3 nolu dairede eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu ileri sürerek, 2.285,00 TL"nin davalıdan tahsili istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili, dava konusu dairenin davacıya 2002 yılında teslim edildiğini, davacının daireyi 2005 yılında kısa süreli de olsa bir başka kişiye kiraya verdiğini ve dairenin halen kendisinin kullanımında olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıya 1999 yılında gerçekleşen kur"a ile A-1 Blok 3 no"lu dairenin tahsis edildiği, hakkında alınan ihraç kararı mahkemece iptal edildiğinden üyeliğinin kesintisiz olarak devam ettiği, 28.01.2002 tarihinde eşyalarını taşıdığı daireye eksik ve ayıplı imalatlar nedeniyle fiilen oturamadığı, iskân ruhsatının 29.11.2002 tarihinde alındığı, henüz iskân ruhsatı alınmamış daireye eşyaların taşınmış olmasının kooperatifin teslim yükümlülüğünü yerine getirdiği anlamına gelmeyeceği, davacının, dairenin iskân ruhsatının alındığı 29.11.2002 tarihinden aboneliklerin tesis edildiği 06.08.2008 tarihine kadar kira bedeli talep edebileceği, daireyi 2005 yılı içerisinde 60 gün depo olarak bir başkasına kiraya vermiş bulunduğu anlaşıldığından, bu döneme ilişkin kira bedeli de düşüldüğünde davacının asıl davada toplam 13.813,33 TL kira bedeli isteyebileceği, manevi tazminat isteminin ise yerinde olmadığı, birleşen dava yönünden yapılan incelemede dairedeki eksik ve ayıplı imalatların giderilmesi için gerekli bedelin toplam 1.695,00 TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, asıl davada maddi tazminat talebinin kısmen kabulü 13.813,33 TL"nin 10.000,00 TL"sine dava, kalanına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmek suretiyle davalıdan tahsiline, manevi tazminat isteminin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 1.695,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davalı vekilinin, birleşen Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/ 815 E. sayılı davasında verilen hükme yönelik temyiz itirazları yönünden;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1.820,00 TL"dir.
Birleşen dava dilekçesinde, 2.285,00 TL"nin tahsili istenilmiş, mahkemece, 1.695,00 TL"sinin tahsiline karar verilmiştir. Davalı aleyhine kabul edilen kısım, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalı vekilinin birleşen davada verilen hükme yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin asıl davada verilen hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin asıl davada aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Dava, davacı kooperatif üyesine tahsis edilen konuttaki eksik ve ayıplı işler nedeniyle konutun kullanılamamasından kaynaklanan kira tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacıya davalı kooperatif tarafından tahsis ve teslim edilen konutta meydana gelen su baskını nedeniyle ev eşyalarında, evin boya ve badanası ile zemin kısımlarında meydana gelen hasarın tespiti amacıyla davacının başvurusu üzerine Sincan Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2002/11 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespitte, üst katlardaki dairelerin banyolarına ait atık su PVC düşey borusunun zemin katta bulunan dükkanın hizasında donduğu, bu yüzden biriken suların üst katlara çıkarak süzgeçlerden ve diğer bağlantı noktalarından davacıya tahsis edilen daire ile binadaki diğer dairelere sızdığı ve davacının dairesinin zemininde donma sonucu 10 cm"ye yakın buz tabakasının oluştuğu, yine davacının başvurusu üzerine Sincan Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2002/113 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespitte ise pis su PVC iniş borularının dona karşı yalıtımının yapılmadığı, daha önce don nedeniyle meydana gelen hasarın yenilenmesi ihtimalinin bulunduğu, çatıdan inen PVC yağmur borularının 100"lük yerine 70"lik olduğu, yağmur sularına ait temizleme kapaklarının beton içesinde bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca yine dosya kapsamından, dairenin salon ve oda zeminlerinin şap kaplı ve zemin kaplamasının yapılmamış olduğu, elektrik ve su tesisatında bir takım eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğu, davacının bu haliyle 2005 yılı içerisinde daireyi depo olarak yaklaşık 60 günlüğüne kiraya vermiş olduğu, birleşen davada, elektrik ve su tesisatı ile ıslak zeminlerdeki eksik ve ayıplı imalatlarla ilgili bedelin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, davacının, kendisine tahsis edilen konuttaki eksik ve ayıplı imalatları 2002 yılında yaptırdığı delil tespiti ile öğrendiği, birleşen davaya konu ettiği ve konutta oturulmasını engellediğini ileri sürdüğü eksik ve ayıp imalatların bedelini 2002 yılında davalı kooperatiften talep etmesi, talep ettiğinde tahsil etmesi halinde dairesini kullanmaya başlaması ya da bir başkasına kiraya vermesi mümkün iken, kooperatiften talepte bulunmadan, dolayısıyla tahsil edip edemeyeceği olasılığını tüketmeden dava tarihine kadar bekleyip zararın artmasına neden olmasının müterafik kusur teşkil ettiği gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus değerlendirilip, tartışılmadan eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin birleşen Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/ 815 E sayılı davasında verilen hükme yönelik temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin asıl davada verilen hükme yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.