21. Hukuk Dairesi 2015/7391 E. , 2015/9853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine, karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre ve özellikle davalılardan ....’nin dava devam ederken ünvanının “Tasfiye Halinde ....” şeklinde değişmesine rağmen, karar başlığında eski hali olan “....” şeklinde yazılmasının maddi hataya dayalı olması ve HUMK"nun 459. maddesi gereğince talep halinde mahkemece her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.06.1999 - 27.01.2003 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işyerinde 07.06.1999 - 30.11.1999, 01.03.2000 - 30.11.2000, 01.03.2001 - 30.11.2001 ve 01.03.2002 - 23.11.2002 tarihleri arasında kuruma bildirilenler dışında toplam 832 gün hizmet akdine tabi olarak ve asgari ücret ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Somut olayda; Mahkemenin 01.07.2010 tarih, 2004/641 - 2010/231 K. sayılı “davacının davalı dönemde inşaat sezonunda 15 gün üzerinden toplam 308 gün çalıştığı” şeklindeki kısmen kabul kararı, Dairemizin 03.12.2012 tarih, 2011/4605 E. – 2012/21949 K. sayılı Kararı ile; “dinlenen tanıklarının sadece birinin bordro tanığı olduğu, çalışma olgusunu hiçbir kuşkuya ve tereddüde yer vermeyecek şekilde ispata yetecek kadar bordro tanığı -dinlenmediği, dinlenilen tanıkların davacı ile 1999-2003 yazı arasında birlikte aralıksız ve kesintisiz çalıştıklarını bildirerek çalışmayı doğruladıkları ancak, dosyada .... ilinde inşaat sezonunun hangi tarih aralıklarında olduğuna dair bir yazı olmamasına rağmen bilirkişinin raporunu düzenlerken davacının sıvacı ustası olarak ayda 15 gün çalışacağını kabul ile hizmet süresi tespiti cihetine gittiği, mahkemece bu raporun hükme esas alındığı, oysaki davalı tarafça yılın yaz ve kış aylarına denk gelen bildirimlerde 30 tam gün üzerinden bildirimler yapıldığı, bu nedenle bilirkişi raporu ile dosyadaki diğer belgeler ve beyanlar arasında çelişki oluştuğu, bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya yeterli olup olmadığının denetlenemediği, bu açıdan mahkemece sıvacı ustasının aylık çalışma süresinin tespiti amacıyla, inşaat işyerinin kapasitesi, kaç daireli olduğu, inşaatın ne zaman başladığı, davalı dönem itibariyle hangi aşamada olduğu, sıva işini davacının yalnız mı yaptığı yoksa bir ekiple birlikte mi hareket ettiği, ekibin kaç kişiden oluştuğu, çalışmanın ayda 30 gün mü yoksa 15 gün mü yapıldığı konusunda yeterli araştırma yapılmaksızın ve bu tür davaların kamu düzenini ilgilendirdiği, resen araştırma yapılmasının gerekeceği gözardı edilerek sonuca gidilmesinin hatalı olduğu,” gerekçesi ile bozulmuş ve yapılacak işin “davalı işyerinin uyuşmazlık dönemine ait dönem bordrolarında çalışmaları bulunanlar içerisinden adları resen belirlenecek başkaca bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak, sıvacı ustasının aylık çalışma süresinin tespiti amacıyla, inşaat işyerinin kapasitesi, kaç daireli olduğu, inşaatın ne zaman başladığı, davalı dönem itibariyle hangi aşamada olduğu, sıva işini yalnız davacının mı yaptığı yoksa bir ekiple birlikte mi hareket ettikleri, ekibin kaç kişiden oluştuğu, çalışmanın ayda 30 gün mü yoksa 15 gün mü yapıldığı konusunda yöntemince tanık beyanlarını almak, bordro tanıklarının beyanlarının yetersiz olması durumunda davanın kamu düzenini ilgilendirdiği de dikkate alınarak araştırmanın genişletilip bu dönemlerde çalışması bulunan komşu işyeri işverenleri ve bu işverenler tarafından çalışmaları Kuruma bildirilen kimseler zabıta marifetiyle belirlenip beyanlarına başvurmak, inşaat sezonunun olup olmadığı, varsa tarih aralığı ilgili yerlerden sorularak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle çıkacak sonuca göre bir karar vermek” olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece bozma kararını uyulmasın karar verilmiştir.
Bozma ilamında açıkça; .... ilinde inşaat sezonunun olup olmadığı, varsa tarih aralığı ilgili yerlerden sorulması belirtildiği halde bu yönde bir araştırmanın yapılmadığı, davacının sıvacı olarak çalıştığı anlaşılmasına rağmen dinlenen tanığının davalı kooperatifin büro işyerinden 08.01.2002 tarihinden itibaren bordrolu çalışan olarak bildirilen kişi olduğu, başkaca tanığın araştırılamadığı, bozma ilamında belirtilen diğer yönlerin de araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Öte yandan; hükme esas alınan 21.04.2010 tarihli Bilirkişi Raporunda; “inşaat mevsiminin 1 Mart - 30 Kasım aralığında olduğu, davacının başka yerdeki çalışmasının sona erdiği 07.06.1999 tarihinden 23.11.2002 tarihine kadar çalıştığı ve bildirilmeyen sürenin 832 gün olduğu şeklinde görüş belirtildiği, ancak hesaplama yaparken 1999/2. dönem 84 gün olmasına rağmen 86 gün, 3. dönem (Aralık sayılmadığından) 90 gün olmasına rağmen 120 gün, 2002/3. dönem 82 gün olmasına rağmen 90 gün olarak hesaplandığı görülmüştür.
Yapılacak iş, Dairemizin 03.12.2012 tarih, 2011/4605 E. – 2012/21949 K. sayılı Kararında ayrıntılı şekilde belirtilen hususlarda araştırma yapmak, bilirkişi raporu alındığı takdirde hesap hatası olup olmadığını kontrol etmek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan ....."ne iadesine
05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.