14. Hukuk Dairesi 2016/3235 E. , 2016/5210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.12.2009 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 26.12.2013 günlü 2013/16367 Esas, 2013/7353 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin paydaşı olduğu 360 parsel sayılı taşınmazda, 07.05.2009 tarihinde davalıya satılan hisseler ile ilgili kanuni şuf"a haklarını kullanmak istediklerini belirterek davalının satın aldığı hissenin tapu kaydının iptali ile davacı müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı vekili, mahkemenin görevli olmadığını, süresinde dava açılmadığını, dava konusu arsanın 63.500 TL"ye satın alındığını, taşınmaz üzerinde fiili taksim olduğunu, davacıların kötü niyetli olduklarını, aynı parselde yapılan diğer satışlara karşı herhangi bir hak iddialarının olmadığını, tapudaki satış bedelinin düşük gösterilmesini fırsat bilip hakkaniyete aykırı şekilde mülk edinmeye çalıştıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararda dava kabul edilerek davalı adına hisselerin iptali ile davacılar adına eşit oranda tapuya tescil edilmesine karar verilmiş, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 26.12.2013 tarihli, 2013/16367 Esas, 2013/7353 Karar sayılı ilamıyla karar tarihinden sonra yapılan imar uygulaması ile dava konusu 360 parsel sayılı taşınmazın İmar Kanununun 18. maddesine göre şuyulandırılarak 1664/4, 1666/4, 1666/1, 1667/1, 1668/1, 1668/2, 1669/2, 1670/2, 1670/4, 1671/1, 1671/2, 1671/3 ve 1672/1 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı, karar tarihinden sonra oluşan bu durumun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; 03.10.2012 tarihli imar uygulaması neticesinde davalı ..."nın dava konusu taşınmazda kalan hisselerine karşılık 1664 ada 4 parsel ve 1666 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarda 1/2 hisse sahibi olduğu, kalan 1/2 hissenin ise dava dışı ............. adına tescil edildiği, davacıların imar uygulaması neticesinde bu iki parselde paydaşlığı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1 - Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Somut olayda davalı, dava konusu hisseyi bir kısım paydaşlardan 05.05.2009 tarihinde almış, aldığı hissenin yarısını 07.05.2009 tarihinde dava dışı ............."a satmıştır. Davacılar da ............. aleyhine ..... Asliye Hukuk Mahkemesinde 2009/287 Esas, 2012/110 Karar sayılı dosya ile önalım davası açmış, pay devrinin önlenmesi için 06.11.2009 tarihli şerh tapu kaydına işlenmiş ve yargılama sonunda davanın kabulü ile ............. adına kayıtlı hisselerin davacılar adına tesciline karar verilmiş ve 15.06.2012 tarihinde karar kesinleşmiştir. Ancak ............. tarafından, kesinleşmiş mahkeme ilamına konu hisse, 08.02.2013 tarihinde dava dışı .................. isimli kişiye satılmış, davacılar da bunun üzerine ..... Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/334 Esas sayılı dosya ile .................. aleyhine yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açmış ve mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ancak henüz karar kesinleşmemiştir.
..... Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/334 Esas sayılı dava dosyasında, davanın kabulüne dair karar kesinleştiği takdirde, dava konusu edilen ve imar uygulaması sonrasında oluşan, 1664 ada 4 parsel sayılı ve 1666 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarda davacılar da paydaş olacağından, tapu iptali ve tescil davası ile ilgili verilen kararın, görülmekte olan bu davayı etkileyeceği açıktır.
Mahkemece, HMK"nın 165. maddesi gereği ..... Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/334 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.