3. Hukuk Dairesi 2017/1477 E. , 2017/718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, davalının , 05/07/2006 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile ....i, 1118 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın arsa/yan bahçesini oto galerisi olarak kullandığını,müvekkillerinden ... , ..., ... , ... ve ... "nun kira sözleşmesine konu taşınmazı 11.12.2014 tarihinde satın aldığını , kiralanan 118 ada 5 parselde kayıtlı taşınmaz ile yan parselde bulunan ve diğer ....ne ait olan 118 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 09.04.2015 tarihinde tapuda tevhid edilmek suretiyle hali hazırda müvekkillerinin 118 ada 19 parsel sayılı taşınmazın maliki bulunduğunu; Davalıya Beyoğlu 35. Noterliğinin 06/01/2015 tarih ve 00333 yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderilerek 05/07/2006 başlangıç tarihli ve süresiz hale gelen kira sözleşmesinin TBK"nun 329. maddesi uyarınca altı aylık kira dönemi sonu olan 05/07/2015 tarihi itibariyle feshedildiği ve 05/07/2015 tarihinde taşınmazın tahliye edilerek boş olarak müvekkillerine teslim edilmesi gerektiğinin ihbar ve ihtar olunduğunu beyanla 05/07/2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin feshi ile davalının kiralanan taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili , davacı şirket ile müvekkili arasında kira ilişkisi bulunmamasına ve müvekkiline kira sözleşmesinin feshi ihbarında bulunmamasına karşın dava açtığından davacı şirket yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği; Kiralananın vasfının boş arsa olmadığı, belediye sınırları içinde üstü örtülü ve işyeri niteliğinde olduğu, bu nedenle TBK"nun 329. Maddesi uyarınca kira sözleşmesinin feshedilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ,davacı şirketin davaya konu ihtarname tarihinde malik olarak bulunmadığı, ancak ihtarname tarihinde taşınmaz maliki olan diğer davacıların çektikleri ihtarnamenin sonuçlarından sonradan malik olmakla yararlanarak , dava açmaya hakkı olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Kiralanan, paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyete konu teşkil ediyorsa, tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi, bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanır. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların davaya katılmaları sağlanamaz ise, miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak, temsilci huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Olayımıza gelince; Davalı kiracı, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi iştirak halindeki maliklerden Mukaddes Gölge ile yaptığı 05.07.2006 tarihli kira sözleşmesine dayanarak kiralananda kiracı olarak bulunmaktadır. Kiralananın 5 parsel sayılı kısmını davacılardan ... ,Kemal Pehlivanoğlu ,... ,... ve Mahmut Pehlivanoğlu 11.12.2014 tarihinde iştirak halindeki malikler.... , .... "den satın almış ve davalı kiracıya 06.01.2015 tebliğ tarihli ihtarname ile bildirmişlerdir .Diğer davacı ... ....07.05.2014 tarihinde satın almış ve 5 ile 6 parsel sayılı taşınmazlar 09.04.2015 tarihinde tevhid edilerek 19 parsel sayılı taşınmaz oluşturulmuştur. Kiralanan taşınmaz, 19 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalmaktadır. Davacı ....... taşınmazı satın aldıktan sonra ya da tevhid işlemi yapıldıktan sonra davacı kiracıya gönderdiği herhangi bir ihtarı bulunmamaktadır. İhtarnamenin pay ve paydaş çoğunluğu tarafından gönderilmesi gerektiği hususu gözetilerek, tapu kayıtlarının gerekirse tedavül kayıtları ile birlikte incelenmesi ve ihtarnamenin pay ve paydaş çoğunluğu ile gönderilip gönderilmediğinin tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ :Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın HUMK 428 maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.