23. Hukuk Dairesi 2015/395 E. , 2015/6326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2014
NUMARASI : 2014/18-2014/358
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, tahsis edilen konutu bir üçüncü şahsa satıp devretmekle birlikte üyeliğini devretmediğini, bu nedenle üyeliğinin devam ettiğini, ancak davalının aidat borçlarını ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine İzmir 18.İcra Müdürlüğü"nün 2012/3657 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının bu takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve usulsüz olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40"tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 11.06.2009 tarihinde taşınmazını Ş.... isimli kişiye satıp devrettiğini, bundan sonra aidatlardan onun sorumlu olacağını kooperatife bildirdiğini, bu arada müvekkiline 01.11.2010 tarihinde, Ekim 2010 tarihi itibariyle 700,00 TL"si eski dönem olmak üzere geçmiş dönem aidat borcu olduğuna dair yazı geldiğini, bunun üzerine 11.11.2010 tarihinde davalının 700,00 TL"yi ödediğini, ayrıca 10.05.2011 tarihli ihtarname ile de kooperatife üyelikten istifa ettiğini bildirdiğini, istifanın yenilik doğurucu nitelikte olduğunu, bu ihtarnamenin davacı kooperatife ulaşması ile birlikte üyeliğinin sona erdiğini, bu tarihten itibaren davalının kooperatif ile bir bağının kalmadığını, aidat borcundan sorumlu olmadığını, taşınmazı devrettiği Şenol Tanış"ın aidat borcundan sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının taşınmazını devrettiği ancak üyeliğini devretmediği, kooperatifin halen üyesi olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 2.230,50 TL asıl alacak, 148,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.379,05 TL ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak % 9 oranı aşılmayacak şekilde yasal faizi ile birlikte devamına dair verilen kararın, davalı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 09.09.2013 tarih ve 4560 E., 5200 K. sayılı ilamı ile, davalının istifa dilekçesinin davacıya ulaşma tarihi belirlenerek istifa tarihinden sonra ise genel hizmetlerden yararlanıp yararlanmadığının araştırılması, davalının ihtarnamenin ulaşma tarihine kadar olan borçtan sorumlu olacağı, istifa tarihinden sonra genel hizmetlerden yararlandığının belirlenmesi halinde genel giderlerden payına düşen oranda sorumlu olacağı gözetilerek ek bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonunda dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının 10.05.2011 tarihli ihtarname ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiği, bu ihtarnamenin 17.05.2011 tarihinde davacı kooperatife ulaştığı, bu tarihe kadar olan aidat borçlarından sorumlu olduğu, kooperatifte 2008 yılında ferdi mülkiyete geçildiği, 2009 yılında inşaatların tamamlanıp konutların ortaklara teslim edildiği, buna göre davalının, ek bilirkişi raporunda belirlenen genel giderlerin bir bölümünden de sorumlu olduğu, tasfiye giderlerinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, takibin, 1.850,78 TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren ve % 9 oranı aşılmayacak şekilde yasal faiz uygulamak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı F.. G.. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça dökümü yapılmamakla birlikte, 2.233,00 TL asıl alacak, 153,07 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 2.386,07 TL"nin tahsili istemiyle icra takibi yapılmıştır. Bozma öncesi ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile, 28.03.2010 tarihinde yapılan genel kurulda, kooperatifin tasfiyeye girmesine karar verildiği, 2011 Şubat ayına kadar olan 1.097,50 TL aidat borcunun üyelerden istendiği, davalının, 2010 yılı Ekim ayında bu aidat borcunun 700,00 TL"sini ödediği, bu dönemden ödenmeyen borcun 397,50 TL olduğu, bu miktar yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının istifasından önce yapılan 01.05.2011 tarihli genel kurulda tahmini bütçe kapsamında, ortaklardan toplam 1.833,00 TL aidat alınmasına karar verildiği, bunun içerisinde tasfiye gideri niteliğinde olan harcamaların da bulunduğu, ödemelerin 2011 yılı Mayıs ayından itibaren belirlenen muhtelif dönemler olarak, toplam yedi aylık sürede ödenmesinin kararlaştırıldığı, takibin istifa tarihinden önce doğan borcun tahsiline yönelik olduğu, davalının genel kurul kararının iptali davası açmadığı, bilirkişi raporunda 01.05.2011 tarihli genel kurulda kararlaştırılan ve kesinleşen borcun tasfiye gideri niteliğinde olan bölümünden davalının sorumlu olmadığı görüşünün bildirildiği anlaşılmıştır.
Tasfiye sürecine girmiş bir kooperatifin üyeliğinden istifa eden ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 81/2. ve anasözleşmenin 85/son madde hükümleri uyarınca, konutunu istifa nedeniyle geri verme yükümlülüğünde değil ise de, daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarından sorumlu olduğu gibi, esasen istifadan önce doğan tasfiye giderlerinden de zaten sorumludur.
Öte yandan bir kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Takibin salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra başlatılması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. Nitekim, anılan Kanun"un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir. Her üye, üye olurken, üyeliğinin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğini bilmekte olup, aidat ödemelerini ihracın kesinleşmesine ya da noterden gönderdiği istifanın tebliğine kadar yapması ve kooperatifin hesabına aktarması tüm ortakların yararına olup, eşitlik ilkesinin de bir gereğidir.
Bu durumda mahkemece, davalı ortağın, istifanın ulaştığı 17.05.2011 tarihinden önce yapılan genel kurullarda alınan kararlara dayalı olan 397,50 TL ve 1.833,00 TL borcun toplamı olan 2.230,50 TL ve bunun işlemiş faizinden sorumlu olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, ödeme tarihleri, istifa tarihinden sonraki tarihler olarak belirlenmiş ise de, ödenecek toplam miktarın, istifa tarihinden önce doğmuş ve kesinleşmiş olduğu, esasen bir bölümünün de tasfiye giderlerine ilişkin olduğu hususu gözardı edilerek, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, 05.06.2012 olan dava tarihinin, gerekçeli karar başlığında 19.01.2014 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.