1. Hukuk Dairesi 2015/2404 E. , 2017/5313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...’nin, adına kayıtlı 173 ada 7, 176 ada 7, 171 ada 9, 304 ada 6, 304 ada 7 parsel sayılı taşınmazlarını ikici eşi olan davalıya satış göstermek sureti ile devrettiğini, asıl amacın bağış olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, küçük yaşta iken evlendiği mirasbırakanın yaşlı ve hasta olduğunu, bakacak hiç kimsesi bulunmadığını, hastalığı ile kendisinin ilgilendiğini, yapılan işlemlerde diğer mirasçılardan mal kaçırma amacı olmadığını, dava konusu edilen taşınmazlardan 304 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların muris tarafından bağışlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan 1925 doğumlu ...’nin 09.02.2012 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davalı ikinci eşi ... ile ilk evliliğinden olan davacı kızları ... ve ... ve dava dışı çocuklarının kaldıkları, murisin maliki olduğu 176 ada 7 ve 173 ada 7 parsel sayılı taşınmazlarını 23.12.2004 tarihinde satış sureti ile davalıya temlik ettiği, dava konusu diğer taşınmazlardan 304 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların 1993 yılında davalıya bağışlandığı ve kadastroca davalı adına tespit edildiği, yine 171 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ise 15.1.1990 tarihli harici senet ile davalıya satıldığı, bu taşınmazın da davalı adına tespit gördüğü, mirasbırakanın ... 1.Noterliğinin 23.12.2004 tarih ve 7637 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetnamesi ile tüm mirasçıları arasında mal paylaşımı yaptığı, tapu müdürlüğünden gönderilen yazı cevabında halen muris adına kayıtlı 8 parça daha taşınmazın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki, bağış geçerli işlemlerden olup, bağış suretiyle temlik edilen taşınmazlar bakımından 1.4.1974 gün 1/2 sayılı içtihadı birleştirme kararının uyğulama yeri yoktur.
Bir başka ifade ile bağış suretiyle temlik edilen taşınmazlar yönünden muvazaa iddiası dinlenmez. Koşulların varlığı halinde ancak tenkis istenibilir.
Öte yandan, tapusuz taşınmazlar üzerindeki zilyetlikten ibaret hakkın devri hiçbir şekil şartına bağlı değildir. Bu nedenle, bu tür temlikler bakımından da muvazaa iddiası dinlenmez.
Somut olayda, 304 ada 6 ve 7 nolu parseller bağış suretiyle temlik edilmiştir. 171 ada 9 nolu parsel ise senetsizden kadastroca davalı adına tespit edilmiştir.
Öte yandan, dosya kapsamında yer alan ve düzenleme şeklinde vasiyetname ile mirasbırakan tarafından diğer mirasçılarına da taşınmazlar bırakıldığı, tapu müdürlüğünden gönderilen kayıtlarda muris adına kayıtlı başka taşınmazlarının da bulunduğu sabittir. Toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde satış suretiyle temlik edilen 176 ada 7, 173 ada 7 sayılı parsellerin temlikinin de muvazaalı olmadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, tenkis de istenmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.