3. Hukuk Dairesi 2015/15133 E. , 2017/1016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında tarımsal sulama aboneliğinin bulunduğunu, tarlasını ... isimli kişiye kiraladığını, son bir yıllık sözleşmenin 31/12/2010 tarihinde sona erdiğini, daha sonra tahliye davası açarak kiracıyı tahliye ettirdiğini, başka bir kişiye kiraya vermek için müracaat ettiğinde, kiracı ..."ın elektrik borcunu yapılandırdığını, ancak taksitlerin ödenmediğini, daha sonra gecikme zammı ve faiziyle birlikte ödemek zorunda kaldığını, davalının yetkisi olmayan kiracıyla sözleşme yaptığını, taksitlerin ödenmediği halde elektriğin kesilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 29.623,00 TL"nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının abonelik sözleşmesini iptal ettirmediğini, başkasının elektrik kullanımına müsaade ettiğini, abonelik sözleşmesini iptal ettirmediğinden borçtan sorumlu olduğunu, geri isteme hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının abonelikten doğan borçlardan hukuken sorumlu olduğu, elektrik kullanımının kiracı tarafından gerçekleştirilmesinin davacıyı sorumluluktan kurtarmayacağı, istirdat talep etmesine yasal imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik borcundan kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında tarımsal sulama aboneliğinin bulunduğu, davacının taşınmazını kiraya verdiği, kiracı ..."ın davalı ... şirketi ile borçlarının yapılandırılmasına ilişkin 16/06/2009 tarihli taksitlendirme protokolü imzaladığı, belirtilen protokol gereği taksit ödenmemesi halinde ikinci bir ihbara gerek kalmaksızın elektriğin kesileceğinin kararlaştırıldığı, kiracı tarafından ödeme yapılmamasına karşın elektriğin davalı şirket tarafından kesilmediği ve kullanımın devam ettiği görülmektedir.
Davalı ... şirketinin, muhatap alarak borç taksitlendirmesi yaptığı kiracının protokol gereği ödeme yapmaması sonucu elektriği kesmemesi davalı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak, protokol kapsamında davalı tarafın elektriği kesmesi gereken tarih belirlenip, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği, bunun da ancak davalı için gecikme zammından indirim sağlayacağı, bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınıp, bu ilkeler doğrultusunda uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.