20. Hukuk Dairesi 2017/1970 E. , 2017/7397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde; davalının kat maliki olduğu ve apartman ortak giderlerine hiç bir şekilde katılmadığı, 29/01/2014 tarihinde yapılan olağan kat malikleri toplantısına da kötü niyetli olarak katılmadığı ve akabinde toplantıda alınan kararların iptali için ... ... 19. Sulh Hukuk Mahkemesinin 214/128 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığı belirtilmiş ve fazlaya ilişkin tüm talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla; dava konusu taşınmazın 4 nolu bağımsız bölümünün kat maliki olan davalının mevcut aidat ve ana gayrimenkulün genel giderlerinden payına düşen kısım kadar 2007 yılından itibaren işlemiş ancak henüz belirsiz alacağından şimdilik 5.000.- TL"sinin faizi ve kanunda belirtilen aylık %5 gecikme tazminatı ile birlikte tahsili, alacağın teminat altına alınabilmesi için ihtiyati tedbir/ihtiyati haczi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi istenilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde; bilirkişi raporunun iddialarını desteklediği, rapor doğrultusunda davanın kabulü, raporda toplam borç miktarı 66.612,39.- TL olarak tespit edildiğinden ve dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak ikame ettiklerinden, davadaki alacaklarının bilirkişinin tespiti ile belirli hale gelmiş olduğundan ıslah anlamına gelmemekle birlikte, dava değerini 61.612,39.- TL arttırtıklarını beyan ettikleri ve eksik harcın hesaplanarak bildirilmesi talep edilmiş, mahkemece; davacı yönetici ..."un 29/01/2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetici olarak seçildiği, 2014 yılı aidatının 400.- TL olarak belirlendiği, 2007-2013 döneminde ödenmesi gereken aidat tutarlarına ilişkin karar bulunmadığı ancak; 2007-2014 yılı işletme defterleri ve 6 klasör halinde ibraz edilen fatura, makbuz ve belgeler üzerinde yapılan incelemede; 2007 Nisan ayından itibaren aylık 200.- TL aidat toplandığı, bazı aylarda aidat dışında ayrıca para toplandığını, dava tarihine kadar ödenmesi gereken tutarın 22.399,50.- TL olarak hesaplandığını, 8 bağımsız bölümden oluşan apartmanda davalı haricinde diğer 7 kat malikinin aidatlarını ödediğinin, giderlerin kapıcı maaşı, SGK, elektrik, su doğalgaz, asansör bakım, onarım ve ayrıca yöneticiye verilen aylık maaşlardan oluştuğunun bilirkişi raporu ve ekinde sunulan gelir-gider çizelgesinden anlaşıldığı, davalı tarafa işletme projesi tebliğ edilmemiş isede; KMK"nın 20. maddesi gereğince kat malikinin ortak giderlerden sorumlu olduğu, KMK"nın 20/2 maddesi gereğince, gider ve avans payını tamamını ödemeyen kat malikinin ödemede geciktiği günler için aylık %5 hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, kat malikinin bağımsız bölümün veya ortak alanları kullanma hakkından vazgeçmek veya bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamayacağı gerekçeleriyle bilirkişi raporunda davalının
davaya konu dönemde, 22.399,50.- TL asıl borç ile aylık %5 hesabı ile 44.212,89.- TL gecikme tazminatı borcunun bulunduğu hesaplanmışsa da; davacı tarafın dava dilekçesinde alacağın 5.000,00.- TL"lik kısmının dava konusu yaptığı, aylık %5 gecikme tazminatı ile birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmakla; davanın kabulüne dava tarihinden itibaren asıl alacağa %5 oranında gecikme tazminatı ve Yargıtayın yerleşik içtihatları ile (Emsal 18. Hukuk Dairesi"nin 2013/1589 Esas-3309 Karar sayılı ilamı) temerrüt tarihinden itibaren gecikme tazminatı ile yasal faiz talep edilebileceğinden yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, ayrıca davacı vekili 25/02/2015 tarihli dilekçesinde belirsiz alacak davası açtıklarını, ıslah anlamına gelmemek kaydıyla belirlenen alacak yönünden harç tamamlanmasına karar verilmesini talep etmiş ise de; 6100 sayılı HMK"nın 107. maddesi belirsiz alacak davasının tarif edildiği "davanın açıldığı tarihte, alacağın tutarının ve değerinin tam ve kesin olarak belirlemesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklının hukuki ilişkiye ve asgari bir miktar veya geliri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açılabileceği" düzenlenmekle, davacı yönetimin defterlerinde kayıtlı olan ortak giderler gözönüne alınarak, alacağın belirlenmesinin mümkün olduğu, bu durumda belirsiz alacak davasının açılamayacağı, davacı vekilinin dilekçesinde taleplerinin ıslah talebi olarak kabul edilmemesini beyan ettiği, dilekçenin ıslah dilekçesi olarakda kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, harcın tamamlanarak dava değerinin arttırılmasına ilişkin talebinin 6100 sayılı HMK"nın 107, 176 ve devamı maddeleri gereğince, usulüne uygun bulunmadığından reddine ancak davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kat maliki olan davalının mevcut aidat ve ana gayrimenkulün genel giderlerinden payına düşen kısım kadar 2007 yılından itibaren işlemiş ancak henüz belirsiz alacağından şimdilik 5.000.-TL"sinin faizi ve kanunda belirtilen aylık %5 gecikme tazminatı ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden;
Davacı temyizi yönünden;
1-Davacı dava dilekçesinin izahat ve sonuç kısmında alacaklarını belirsiz alacak davasına dayandırmış ise de fazlaya ilişkin tüm talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla dava açtığı anlaşılmakla, mahkemece dava şartları bakımından bu hususta ara karar kurulup davacının davasını kısmi dava olarak ıslah etmesi konusunda süre verilmesi gerekirken davacının talebinin reddedilmiş olması,
2-Anataşınmazdaki davalı dışındaki diğer kat maliklerinin dava konusu olan borçları ödeyip ödemedikleri tespit edilerek varsa bunlara ilişkin defter kayıtları, makbuz veya faturaların dosyaya konulmaması,
3-Dava konusu harcamalara ilişkin kalemler tek tek denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile ayrıntılı tespit edilmemesi, uygun görülmemiş olup
Davalı temyizi yönünden ise dosya kapsamından alınan kat malikleri kurul kararlarının iptaline ilişkin davalar açıldığı anlaşılmakla bu konuda yeterli inceleme yapılmadığı tespit edildiğinden usul ve yasaya uygun olmayan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.