3. Ceza Dairesi 2017/11444 E. , 2017/11629 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama suçundan sanık ...’nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 29, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500.00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2017 tarihli ve 2017/222 esas, 2017/411 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 28.07.2017 tarih ve 2017/7851 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 11.08.2017 tarih ve 2017/48030 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; sanık ..."nin kardeşi ... ile birlikte ..."ı kesin doktor raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaraladığı iddiasıyla kamu davası açıldığı, ..."ın polisteki ifadesinde sanık ...’e yumruk attığını, sanık ..."in de kendisini ittiğini ve boynunu sıkarak karnına yumruk attığını beyan ettiği, sanık ..."in polisteki ifadesinde sadece kendisini savunmak için ...’i ittiğini bildirdiği, ancak ona vurduğu iddiasını kabul etmediği, yargılama sırasındaki ifadelerinin de polisteki ifadelerine benzer olduğu, Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi kaleminde cereyan eden olayda tanık dinlenmeksizin, kabule göre de sübut bulmadığı halde sanık ...’in beraati yerine, mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nin 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır. Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı Kararı da bu doğrultudadır.)
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; sanık ... hakkında, mahkemece yargılama yapılarak deliller usulünce değerlendirilerek şikayetçi..."i basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralama eyleminden TCK 86/2, 29, 62, 52/2 maddeleri uyarınca 1500,00 TL. adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği; kanun yararına bozmaya konu edilen Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2017 tarihli ve 2017/222 esas, 2017/411 sayılı kararında; 5237 sayılı TCK"nin 86/2, 29, 62, 52/2. maddelerine göre verilen mahkumiyet kararındaki ileri sürülen hukuka aykırılığın 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesindeki hallere dahil olmayıp hakimin takdir hakkına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2017 tarihli ve 2017/222 esas, 2017/411 sayılı kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebinin REDDİNE; 27.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.