3. Hukuk Dairesi 2016/11289 E. , 2017/1114 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının boşanmalarına ilişkin ilam ile davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk ve müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250 TL iştirak nafakası bağlandığını, nafakanın hükmedildiği tarihte müvekkilinin müdür pozisyonunda çalıştığını, boşanma davasından hemen sonra ise işten çıkarıldığını, işsiz olduğunu, yoksulluk ve iştirak nafakalarını ödeyecek maddi gücünün bulunmadığını, davalının ise ikamet ettiği evin alt katında yer alan ...isimli işyerinde 2014 yılı Mart ayından itibaren sigortasız olarak çalıştığını, facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde burada çalıştığını paylaştığını belirterek davalının çalışmaya başlaması ve müvekkilinin de işsiz kalması dikkate alındığında hükmedilen nafakaların kaldırılmasına ya da indirilerek azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, davalının fiili olarak çalışmaya başladığına dair beyanlarının nafaka ödememek için hazırlanmış dayanaksız ifadeler olduğunu, boşanma kararının protokolünde yer alan, tarafların kendi iradeleri ile belirledikleri nafaka miktarının davacı lehine kesin hüküm teşkil etmesi sebebiyle değiştirilmesinin mümkün olmadığını, davalının ve çocukların genel giderlerinde artış olduğunu, müvekkilinin evinin altında yer alan pastanenin babasına ait olduğunu, geçimi hususunda babasının yardımcı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; ...isimli işyerinin davalının babasına ait olduğu, davalının bu iş yerinde çalıştığı iddiasının dosyaya sunulan deliller ile kanıtlanamadığı; ancak davacının mali durumunun önceki duruma göre değiştiği, işten ayrıldıktan sonra bir süre çalışmadığı ve sonrasında başka bir yerde çalışmaya başlaması ile almakta olduğu maaşının azaldığının kabulü gerekeceği gerekçeleri ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirecek yasal koşullar oluşmamış olduğundan davacının kaldırılma talebinin reddine, ancak davacının ekonomik ve mali gücünde oluşan olumsuz yöndeki değişiklik nedeniyle hakkaniyete uygun olarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300 TL"ye indirilmesine; boşanma ilamında hüküm altına alınan ve müşterek çocuklar yararına ödenmesine karar verilen nafaka miktarlarının ise, müşterek çocukların yaşlarına uyumlu ihtiyaçları, bu yönde tarafların serbest iradeleri ile hüküm oluşturulduğu gözetildiğinde hakkaniyete uygun bulunduğu gerekçeleri ile davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Kural olarak, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4) İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. (TMK m.176/3)
Eldeki davada davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yoksulluğun hukuksal kavramı yasada tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği vurgulanmıştır.
Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir.
Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; toplanan delillerle, özellikle tanık beyanları, sosyal medya paylaşımları ve soruşturma evrakı örneğinden, davalı kadının ...isimli işyerinde çalıştığının kabulü ile bu durumun ve buradan elde ettiği gelirin de araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; mevcut delillere rağmen kadının Cafe’de çalışmıyor olduğunun kabulü ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-) 24.04.1945 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında ve 6100 sayılı HMK 326 maddesi uyarınca, "Yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir". Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323 1/ğ).
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT 9.maddesi uyarınca, nafaka davalarında; davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten (maktu vekâlet ücreti) düşük olmamak üzere, hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden nisbi vekâlet ücretine hükmolunur.
Söz konusu yasal düzenleme uyarınca yoksulluk nafakası yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği vekalet ücretine hükmolunmaması da doğru görülmemiş, bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.