20. Hukuk Dairesi 2017/6895 E. , 2017/7417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 103 ada 1 parsel sayılı 7,22 m² yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhi ile birlikte bahçe ve üzerindeki binanın 2002 yılından beri ...’ın fiilî kullanımında olduğu yönünde şerh verilmiştir.
Davacı ... 27.09.2010 tarihli dilekçesiyle, lehine kullanım şerhi verilen 103 ada 1 sayılı parselin yüzölçümünün 400,00 m² olması gerekirken, 7,22 m² yüzölçümlü olarak eksik tespit edildiğini, ayrıca taşınmazın 1976 yılından beri zilyetliğinde olduğu ancak tespitte zilyetliğinin başlangıç tarihi olarak 2002 yılının yazıldığını beyanla bu hususların düzeltilmesi isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleşen 2010/1312 E. sayılı dosyasının davacısı Orman Yönetimi 12/10/2010 tarihli dilekçesiyle, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmaz üzerindeki binanın 2002 yılından beri ...’ın kullanımında olduğunun belirtildiğini ancak parsel üzerinde binanın bulunmadığı, binanın tamamının orman sınırları içinde kaldığını iddia ederek, tutanağın beyanlar hanesinden kullanıcı ismi ve bina olduğu hususunun çıkartılması isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; asıl davada; Orman Yönetimi ve Çevre ve Orman Bakanlığı(Orman ve Su İşleri Bakanlığı) aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, Hazineye açılan davanın ise kısmen kabulüne, birleşen dosya davacısı Orman Yönetiminin davasının da kısmen kabulüne ve Hekimbaşı mahallesi, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde yazılan “ve üzerindeki bina 2002” ibaresinin iptali ile yerine “1997” yılının yazılmasına, diğer hususlarda tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının yüzölçümüne ilişkin talebin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ile birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerindeki açıklamalara göre davalar, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1940 yılında yapılan orman tahdidi ile 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Bilirkişilerce düzenlenen rapor ve krokisi taşınmazın hukukî durumu hakkında yeterli kanı uyandırmamaktadır. Davacı ... dava konusu taşınmazın eksik ölçüldüğünü, birleşen dosyada Orman Yönetimi ise dava konusu parsel üzerinde bulunan binanın kesinleşen orman kadastro sınırlarında kaldığını iddia etmektedir. Taşınmazın bir kısmının orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı hususu ihtilaflı olup mahkemece mutabakat krokisine göre davacı yanca dava edilen taşınmazın tamamının orman kadastro sınırları içinde, tespit dışı alanda, kaldığı gerekçesi ile davacının yüzölçümüne ilişkin talebi yönünden görev yönünden reddine karar verilmiş ise de bunun neden kaynaklandığı yargı denetimine olanak verecek şekilde açıklanmamış, yapılan keşfe yerel bilirkişi götürülüp, çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları tespit edilmemiş, uzman bilirkişiler tarafından zeminde orman sınır noktaları bulunmuşsa dahi bu husus da keşif tutanağına yansıtılmamış, ayrıca orman kadastro tutanakları, orman kadastro tutanaklarının düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası uygulanarak orman kadastro tutanakları da bu yolla desteklenmemiştir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik, yetersiz ve çelişiktir. Bilirkişinin yetersiz ve yargı denetimine olanak vermeyen raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün orman tahdit, aplikasyon ve 2. madde ile 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin, yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri ile 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan düzeltme ve aplikasyon işlemine ilişkin tutanak, belge ve harita ve mutabakat zaptı ile çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanakları ilgili yerlerden temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak 4 kişilik bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır…Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 15-20 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve Ek - 4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde ve 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme haritalarına göre konumu kullanım kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde ve 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan yönetmelik
ve teknik izahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, yine davacının iddia ettiği gibi dava konusu taşınmazın eksik ölçülüp ölçülmediği, taşınmazın bir kısmının orman kadastro sınırları içinde, tespit dışı alanda kalıp kalmadığı, bunun nedeni ve doğru hattın hangisi olduğu tereddütsüz bir şekilde saptanmalı, aplikasyon veya mutabakat ile veya 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemi ile kesinleşmiş 2/B madde alanlarının değiştirilemeyeceği ve kesinleşmiş 2/B madde alanlarının aplikasyon ve düzeltme işlemi ile tekrar orman sınırları içine alınamayacağı gibi kesinleşmiş orman sınırları içindeki yerin aplikasyonla 2/B madde alanı haline getirilemeyeceği gözetilerek davacı gerçek kişi ve birleşen dosya davacısı Orman Yönetiminin davası hakkında oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ile birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.