MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I


Davacı; davalı ile 07.02.2011 tarihli içme suyu abonman sözleşmesinin imzalandığını, davalının 2012 yılından beri su borcunu ödemediğini, birken borcu 2.709,93 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek aylık %2 akdi gecikme cezası ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01.06.2015 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek alacak miktarı talebini 3.003,76 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; davacıya borcu bulunmadığını, alacağın 6183 sayılı kanun kapsamında talep edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 3.003,76 TL"nin 2.709,93 TL"sinin dava tarihinden itibaren işleyecek aylık %2 akdi gecikme cezası ile, 293,83 TL"sinin ise ıslah tarihi olan 01/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek aylık % 2 akdi gecikme cezası ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olayda; davacı, 07.02.2011 tarihli abone sözleşmesi kapsamında 2012 yılından beri ödenmeyen su borcunun tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 01.07.2010 tarihinden itibaren hesaplama yapılmıştır. Buna göre; davacının iddiası ve talebinin 2012 yılından beri ödenmeyen su borcunun tahsili istemine ilişkin olmasına karşın mahkemece talep aşılarak 2012 yılı öncesine ilişkin bedelin de davalıdan tahsiline karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.