16. Hukuk Dairesi 2016/12760 E. , 2017/1314 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 184 ada 60, 66 parsel, 184 ada 58 parsel, 184 ada 65 parsel, 185 ada ... parsel, 185 ada ... parsel, 186 ada ... parsel, 186 ada ... parsel, 189 ada 46 parsel, 189 ada 45 parsel, 184 ada 64 parsel, 184 ada 57 parsel, 184 ada 73 parsel ve 185 ada ... parsel sayılı taşınmazlar hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla .... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ... adlarına; 184 ada 56 parsel, 184 ada 74 parsel, 184 ada 68 parsel, 184 ada 54 parsel, 184 ada 69 parsel, 189 ada ... parsel, 189 ada ... parsel, 189 ada ... parsel, 189 ada ... parsel, 189 ada 47 parsel, 189 ada 49 parsel, 189 ada 54 parsel sayılı taşınmazlar ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ..., ... ve ... ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muris ..."ten intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına, davacı ... murisi ... Keleş"ten intikal eden taşınmazlarda pay sahibi olduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazların kök muris ..."den kaldığı, adı geçenin 1922 yılında vefat ettiği, kök muris vefat ettikten sonra mirasçıların kalan taşınmazları kendi aralarında taksim ettikleri, davacının annesi olan ..."ye, ... yatağı denilen mevkiide bir kısım taşınmaz verildiği, davacının miras bırakanı olan ..."nin sağlığında dava konusu taşınmazların kullanımına yönelik herhangi bir itirazının olmadığı, kök muris ... öldükten sonra dava tarihine kadar 85 yıldan fazla bir sürenin geçtiği, bu süre içerisinde dava konusu taşınmazların davalıların babaları olan ... ve ... onlar, öldükten sonra mirasçıları olan davalılar tarafından kullanıldığı, insan ömrünü aşan bu süre içerisinde taksime itiraz olmamasının taksim olduğuna dair karine sayılacağı gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisinden intikal ettiği mahkemece tespit edilmiştir. Uyuşmazlık, ... terekesinin usulünce taksim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Uzun süreli kullanımın taksime karine sayılabilmesi için taksimin başkaca bir delille ispat edilememesi gerekir. Ne var ki; davacı yargılama sırasında tanık deliline dayanmasına karşın Mahkemece tanıkları dinlenilmemiş, tespit bilirkişilerinin beyanları alınmamış, davacının annesine miras payı olarak verildiği kabul edilen 196 ada ... parsel sayılı taşınmazın, aslında babasından intikal ettiği hususunun Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği göz ardı edilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve yanlış değerlendirme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; taşınmazların başında yeniden keşif yapılmalı, fen bilirkişisi, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tarafların bildirdiği tüm tanıklar yöntemine uygun şekilde iddia ve savunmalar doğrultusunda dinlenilmeli, bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, tarafların müşterek murisine ait terekenin taksime konu olup olmadığı, taksim yapılmışsa ne zaman yapıldığı ve usulüne uygun olup olmadığı, çekişmeli taşınmazın taksime konu olup olmadığı, oldu ise taksimde kime düştüğü, kadastro tespit tarihine kadar taksimin bozulup bozulmadığı, taksimden sonra taşınmazları kimin kullandığı hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir hüküm kurulmalıdır. Belirtilen hususlar göz ardı edilerek, tarafların savunma haklarını kısıtlar şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm tesis edilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.