3. Hukuk Dairesi 2016/10684 E. , 2017/1162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların 18.04.1990 tarihinde evlendiklerini, müşterek 4 çocuklarının bulunduğunu, davalının 3 yıl önce evi terk ettiğini, tarafların 3 yıldan beri ayrı yaşadığını, ayrı kaldıkları süre boyunca evin geçimi için herhangi bir yardımda bulunmadığını, eve dahi hiç uğramadığını, müvekkilinin tek başına çocuklarına baktığını, müvekkilinin verdiği tüm çabalara rağmen eşini eve döndüremediğini, tek başına evin geçimini ve müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılayamadığını, geçimini ailesinin ve komşularının yardımı ile sağladığını belirterek; kendisi için aylık 1.500,00 TL, müşterek çocuklar olan ve üniversitede okuyan ... için 750,00 TL, İclal için 750,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ilk celsede ... yönünden nafaka talebinden vazgeçtiğini beyan etmiştir.
Davalı, duruşmadaki beyanında; 2015 yılında sadece 1 gün sigortası olduğunu, diğer yıllarda da yaklaşık 6 ay çalışmadığı dönemlerin olduğunu, talep edilen nafakaları ödeyecek gücü olmadığını, eşi ile yaklaşık 18-19 aydır ayrı yaşadıklarını, ayrı oldukları dönemde zaman zaman çocuklara yardımcı olmaya çalıştığını; ancak, düzenli yardımının olmadığını, geçim sebebiyle iş bulamadığını, yaşının ilerlemesi nedeniyle çalışamadığını, nafakaları ödemesinin mümkün olmadığını, dizlerinde rahatsızlık olduğunu, 11 ayda sadece 77 gün çalışabildiğini, kendisine ait evde eşi ve çocuklarının oturduğunu, kendisinin koşulları hiç de iyi olmayan bir dükkânda oturduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı kadının da annesine bakmak için bakım parası aldığı, gelir durumlarının da birbirine yakın olduğu, davacı kadının bu hali ile ayrı yaşama hakkını da ispat edemediğinden davasının reddine; müşterek çocuk ... yönünden talep ettiği tedbir nafakası talebinden ön inceleme duruşmasında vazgeçtiğinden bu talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı davacı eş ve çocuk yönünden tedbir nafakası istemine ilişkindir.
4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.
Türk Medeni Kanunu"nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.
TMK.nun 197.maddesinde düzenlenen tedbir nafakası, birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde ayrı yaşamakta haklı olan eş ve reşit olmayan çocuklar yararına hükmedilen nafakadır.
Somut olayda, davacı tanığı ... ‘…davalı ile davacı şu anda birbirleri ile küstürler, konuşmuyorlar, taraflar görüşmedikleri için davalı koca davacı kadının maddi - manevi ihtiyaçları ile ilgilenmiyor taraflar yaklaşık 2 yıldır fiilen ayrı yaşıyorlar, bu fiile ayrılığa sebepler her iki taraftan kaynaklıdır, taraflar birbirleriyle tartışıyorlar, davalı koca yaklaşık 2 yıldır evine hiç gitmiyor, bu süreçte davacı kadının evinin geçimini tarafların çalışan müşterek çocuğu Serhat çalışarak karşılamaktadır, davacı kadın eşini eve döndürmek için çaba sarf etti ancak davalı koca eve dönmek istemiyor, zira eve gitsem de yine aynı tartışmalar kavgalar olacak diyor…’ diğer davacı tanığı ... Gergerli ‘…davacının söylediğine göre davalı başka bir kadınla ilişki yaşıyormuş halam davalının telefonunda mesaj yakalamış davacının söylediğine göre davalı bu yüzden evden ayrılmış ... daki akrabalarımızın söylediğine göre davalı başka kadınla yaşıyormuş 3 yıldan beri davalı evine gelip gitmiyor evine bakmıyor bir çok akrabamız davalının müşterek konuta dönmesi için aracı olmuştur ancak davalı ben halimden memnunum dönmeyeceğim diyormuş, davacının ihtiyaçlarını halen biz karşılıyoruz…’ beyanları gereğince evi terk edenin davalı olduğu, davacının ihtiyaçlarını karşılamadığı yeminli tanık beyanlarıyla kanıtlanmış bulunmaktadır.
O halde mahkemece; davacının, tanık beyanı ile ayrı yaşamada haklılığını ispat ettiği kabul edilerek, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyete göre davacı ve ortak çocuk İclal lehine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.