4. Hukuk Dairesi 2013/10822 E. , 2014/4994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2012/122-2013/138
Davacılar E.. B.. vdl vekili Avukat M..İ.. tarafından, davalı S.. A.. aleyhine 21/02/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalının sahibi ve sorumlusu olduğu İ.. Gazetesi 29/08/2011 tarihli sayısı 1. sayfasında "Hani Tüyü Bitmemiş Yetim Hakkı Yenmeyecekti Yolsuzluk Yapanlara Yol Veriliyor" başlıklı ve 05/09/2011 tarihli sayısı 1. ve 3. Sayfasında "Bir açıklama ve Öncesi" başlıklı yazıda kendileri ile ilgili bir dizi ithamda bulunulduğunu, bahsi geçen yazılarda, davacıların ortağı bulunduğu K.. İnşaat Firması"nın ihaleye katılmak suretiyle aldığı çambaşı grup yolu ihalesi kastedilerek “...eksik malzeme kullandığı için devleti trilyonlarca lira zarara uğratan müteahhidin şimdi çambaşı grup yollarının ihalelerini aldığını duyduk“ şeklinde ifadeler kullanıldığını, yayınlar sebebi ile ticari itibarlarının zedelendiğini iddia ederek uğranılan manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir.
Davalı, yapmış olduğu haberde gerçeklik unsurunun olduğunu Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan raporun ortaya çıkması ile bu haberin yapılması dikkate alındığında, haberin güncellik unsurunu taşıdığının ortaya çıktığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davaya konu gazete Ordu ilinde yayımlanan yerel gazete olup, Ordu ilinde orta seviyedeki bir okuyucu gözüyle yayımlanan tüm haberlerin davacıları hedef aldığının açık olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası"nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir.Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden habere konu edildiği şekilde davacılar tarafından inşa edilen ancak zemindeki kolon bağlantılarında aksaklıklar nedeniyle inşası durdurulan Ordu Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi Binasına Ait Onarım ve Güçlendirme Projeleri Hakkında Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden rapor alındığı ve raporda, daha önce hazırlanan onarım ve güçlendirme projesinin uygun olmadığının da belirtildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca aynı bina ile ilgili olarak valilik tarafından sözkonusu inşaat durdurulmuştur. Yine davaya konu yayında da yer verildiği şekilde davacılara ait binanın bir kısmının imar yasasına aykırılık nedeniyle yıkılmasına dair Belediye Encümeni tarafından kararı verilmiş, bu kararın bir örneği de dava dosyası içerisine alınmıştır. Bu durumda, haber görünür gerçeğe uygun olup kamu yararı da bulunmaktadır.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, yayının tümü itibari ile görünür gerçeğe uygun olması ve kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunmaması nedeniyle istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.