10. Hukuk Dairesi 2017/5472 E. , 2018/3318 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacıya ait "otobüs ile yolcu nakliyatı" işyerinde davalı kurumca tahakkuk ettirilen fark işçilik ve prim ile gecikme zammı borcunun iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 15.09.2015 tarihli karar, Dairemizin 07.03.2016 günlü 2015/21662 Esas, 2016/2614 Karar sayılı ilamıyla; “….Kurum incelemesine konu dönem içerisinde yaklaşık 700 sefer yapan bir otobüsün sadece davacı ile oğlu tarafından çalıştırılmasının mümkün olup olmadığı, çalıştırılması halinde, bu kişilerin günlük kaç saat çalışmaları ve sefer saatleri ile uyumluluk gösterip göstermediği hususunda herhangi bir tespit yapılmadığı gibi,her bir iddia bakımından ayrı ayrı ve inceleme dönemi içerisindeki sefer sayısı, yolculuk süresi ve saatleri itibari ile ilk bozma kararımızda da belirtildiği gibi ayrıntılı ve denetlenebilir şekilde hesap raporunun alınması gereği”ne işaret edilerek araştırma yapılmak üzere," bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Eldeki davada, bozma sonrasında mahkemece esas alınan bilirkişi raporu ile 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındaki ara dinlenme saatlerinin çalışma sürelerinden sayılmayacağı ve 1,5 saatlik fazla çalışma ile işin yürütülebileceği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, asgari işçilik hesaplanması ile sigortalılık süreleri bakımından esas alınan süreler, sefer sürelerinin tamamı olup, araçların gidiş ve dönüş sefer süreleri dikkate alınarak yapılacak irdeleme ile ilk bozma kararımız çerçevesinde aldırılacak bilirkişi raporunun esas alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hesaplama ve davalı kurum raporundan ayrılma yönleri sayısal verilerle net olarak belirlenmeyen yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen karar, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.