1. Hukuk Dairesi 2014/19602 E. , 2017/5474 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ , ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.10.2017 için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Elatmanın önlenmesi, ecrimisil istekli davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı tarafından temyiz harcı yatırılmadan ve adli yardım talep edilerek temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, Anayasa"da aranan hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için gerekli yargılama giderlerini ödemede sıkıntıya düşecek veya ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü mali ve hukuki korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devletinin ilkelerinden olup, bu gereğin yerine getirilebilmesi de adli yardım ile mümkündür. Bu nedenle adli yardım müessesesi 6100 sayılı HMK"nin 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Öte yandan; 6100 sayılı HMK"nin 336/3. maddesinde adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay"a da yapılabileceği açıkça belirtilmiş ve 337/1. maddesinde de duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, dosyaya eklenen fakirlik belgesinden adli yardım isteyen davalının yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığı ve adli yardım talebinin yerinde olduğu anlaşılmış olmakla (HMK"nin m. 336/2.) adli yardım talebinin kabulüne karar verildi; işin esasının incelenmesine geçildi;
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 809 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ihtara rağmen davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı tapu tahsis belgesine dayalı olarak kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, müdahale olgusunun keşfen sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu 809 ada 4 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın davacıya ait olduğu kayden sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki, hükümle birlikte temyize konu edilen hakimin reddi hususundaki davalının itirazları, 6100 sayılı ...nun 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden olmadığından talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz üzerindeki binaların davalı tarafından yapıldığı tartışmasızdır. Ancak davalının haklı ve geçerli bir hukuki sebebi olmaksızın kayden davacıya ait taşınmazı kullandığı belirlenmek suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı da bulunmamaktadır.
Şöyle ki, mahallinde yapılan uygulama sonrası alınan 31.01.2014 tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokide, B harfli kısımda iki katlı bina, C harfli kısımda bir katlı konut, D harfli kısımda müştemilat ve bahçe olmak üzere 325,00 m2’lik taşınmazın toplam 263,00 m2’lik bölümünün davalı tarafından kullanıldığının gözlemlendiği belirtilmiş ve bu alanın ecrimisil hesabı yapılmış ancak bu hesaplamanın binalar bakımından mı yoksa arz bakımından mı yapıldığı açıklanmamıştır.
Hal böyle olunca, öncelikle mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak, davalının kullanımında olan kısımlar bakımından arz üzerinden ecrimisil hesabı yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.