Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11936
Karar No: 2017/7518
Karar Tarihi: 10.10.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11936 Esas 2017/7518 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/11936 E.  ,  2017/7518 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Orman Yönetimi, ..., ..., ... ile davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ... köyü, 159 ada 5 parsel sayılı (13577,37 m2) ve birleşen davanın konusu 180 ada 1 parsel sayılı (10828 m2) taşınmaz, tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2"şer pay ile ... ve ... adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, tesbitinin ipt... ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili; ... mirasçısı olduklarını söyleyen ..., ..., ... ve ..., taşınmazın ortak muris ..."den intikal ettiği, ..."ye satılmasının söz konusu olmadığı, bu nedenle davalılar adına olan tesbitin ipt... ile ortak muris ..."nün tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlar, davalar birleştirilmiştir. Mahkemece diğer davaların reddine, Orman Yönetiminin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazların tesbitinin ipt...ne ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ..., ..., ... ve ... ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.01.2013 gün ve 2012/7793 E.- 2013/101 K. sayılı ve birleştirilen 2010/319 E. sayılı dosyada bulunan 16.10.2012 gün 2011/15901 E.-11723 K. sayılı bozma kararları özetle; "...Kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli 159 ada 5 parselin orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda Ek-1 nolu krokide (A) ile gösterilen bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı belirlenerek, devlet ormanlarının tapu ve zilyetlikle edinilemeyeceği gözetilerek, Orman Yönetiminin bu bu bölüme ilişkin davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak, orman bilirkişi krokisinde (A ve B) ile gösterilen bölümlerin infaza uygun ifraz krokisi düzenlettirilmediği gibi, çekişmeli parselin Ek-1 nolu krokide (B) ile gösterilen bölümünün, kesinleşmiş orman sınırları dışında bırakıldığı, eylemli olarak, 15 eğimli olduğu ancak eğimin beş adet terasla giderildiği, üzerinde 22 adet 45 - 50 yaşında zeytin ağaçları bulunan tarım alanı olduğu, çevresindeki taşınmazların çalılık ve taşlık olarak Hazine ve bir bölümünün de gerçek kişiler adına tesbiti itirazsız kesinleşen tarım alanı olduğu belirlenmiştir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi ve 1086 sayılı Yasanın yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi gereğince, hâkim dava ile bağlı olup, ondan başkasına ve başka bir şeye karar veremez. Orman Yönetimi tarafından çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı, orman sınırlarının
    daraltılamayacağı iddiasıyla tesbitin ipt... ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açıldığı, kesinleşmiş orman sınırları dışında kalsa bile, eylemli orman alanı olduğu ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7 ve devamı maddeleri gereğince orman olarak sınırlandırılacak yerlerden olduğunun iddia edilmediği, Hazinenin de bu konuda davası ya da katılımı bulunmadığı gibi, çekişmeli 159 ada 5 parselin orman bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen bölümünün ve 180 ada 1 parselin tamamının öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiğine göre, mahkemece Orman Yönetiminin tahdit dışı bölüme ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava aşılarak, parselin tamamına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Diğer taraftan, çekişmeli parselin bir bütün olarak ortak muris ... ... tarafından kullanılırken ondan mirasçılarına kaldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Davacı ve davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, ... mirasının yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığına ilişkindir. Yöntemine uygun bir paylaşımdan söz edebilmek için, tüm mirasçıların bir araya gelerek, terekeyi iradeleri ile pay etmeleri ve daha sonra bu paylaşıma uymaları gereklidir. Yerel mahkeme tarafından ... terekesini oluşturan mirası belirlenmemiş, tüm mirasının, mirasçılarının eksiksiz katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı, bu paylaşıma tüm mirasçıların uyup uymadığı, paylaşımın daha sonra bozulup bozulmadığı yönünde yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    O halde mahkemece, öncelikle; önceki keşfe katılan ... bilirkişi ve fen bilirkişiye parselin orman sınırları içinde kaldığı belirlenen (A) bölümü ve orman sınırları dışında kaldığı belirlenen (B) bölümünün infaza olanak veren ifraz krokisi düzenlettirilmeli, davacı gerçek kişilerin iddialarına göre, ..."nün terekesini oluşturduğu söylenen, bu kişiye aitken mirasçılarından birisi ya da bir kaçı tarafından üçüncü kişilere satılan taşınır ve taşınmazların tümü tesbit edilmeli, tesbit edilen parsellerin tesbit tutanakları ile dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları ile bu parsellerin komşularının tesbit tutanakları ve var ise dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları getirtilmeli, terekeye dahil olduğu belirlenen parsellerden halen dava konusu olanlar var ise, gerçek kişilerin iddiasına göre bu davaların birlikte görülmesinde yarar bulunduğundan, aralarında irtibat bulunan davalar birleştirilmeli, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan parsellere ilişkin dava dosyaları delil olarak getirtilip, bu dosya içine konulmalı, ortak murisin tüm malları ve malların değerleri yöntemince saptanmalı, yöreyi ve ortak murisi tanıyan yeterince yaşlı yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının katılımı ile bu parsellerin başında yapılacak keşifte, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında, tüm mirasçıların katılımı ve hür iradesi ile mirasın paylaşılıp paylaşılmadığı, hangi mirasçının payına hangi taşınmaz ya da taşınmazlar ile taşınır malların düştüğü sorularak, somut olaylara dayalı bilgi ve görgüleri alınmalı, paylaşımda terekeden kime ne verildiği tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile tesbit tutanaklarında tutanak tanığı olarak gösterilenlerin beyanları çeliştiğinde bu çelişkiler yöntemince giderilmeli, bilirkişiye uygulamayı gösteren rapor kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir..." şeklindedir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacı ... Yönetiminin 180 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davasının kabulüne, 159 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden kısmen kabul, kısmen reddine, diğer davacıların davasının reddi ile,
    A) ... köyü, ... ... mevkii 180 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespitinin ipt... ile orman vasfı ile Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, taşınmazın 1.derece doğal sit alanında kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine,
    B) ... köyü, ... ... mevki, 159 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 08/12/2014 havale tarihli fen ve orman bilirkişi raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen bölümünün tespit gibi tapuya tesciline, taşınmazın 1.derece doğal sit alanında kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine,
    C) 159 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 08/12/2014 havale tarihli fen ve orman bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen bölümünün tespitinin ipt... ile orman vasfı ile Hazine adına
    tespit ve tapuya tesciline, taşınmazın 1.derece doğal sit alanında kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar Orman Yönetimi, ..., ..., ... ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi vardır. Daha sonra 1981 yılında sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983 kesinleşmiş, itirazlı yerlerde ise komisyon çalışmalarının 30.07.1982 tarihinde ilân edilmesiyle çalışma 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, aynı yerde 1991 yılında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılıp dava tarihinden önce kesinleşmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, dava konusu 159 ada 5 parselin (A) işaretli bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, (B) işaretli bölümün ise 1/2 payının ortak muris ... tarafından ölmeden önce davalı ..."ye, 1/2 payının Süleyman Balcı tarafından diğer davalı ..."ye satıldığı; 180 ada 1 parselin ise 3116 Sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda P.203 poligon numarası verilerek ve tarla olarak fiili durumunun tespit edildiği, o tarihte yürürlükte bulunan 01.12.1940 tarihli orman tahdit ve tescil t...matnamesinin 38. maddesi gereğince fiili durumun tespit edilme işleminin orman kadastro sınırları dışında bırakılma işlemi olmadığı, aslında taşınmazın orman sınırları içinde bulunduğu, orman kadastrosunun ipt... için hak düşürücü süre içinde herhangi bir dava da açılmadığı, taşınmazın halen dört tarafı orman ile çevrili, orman bütünlüğü içinde, orman içi açıklık niteliğindeki yerlerden olduğu, birleşen 2010/319 E. sayılı davaya Orman Yönetiminin müdahil olduğu, Dairenin 180 ada 1 parsel ile ilgili olarak verdiği 16.10.2012 gün ve 2011/15901 E. - 2012/11723 K. sayılı bozma kararında; "kişiler arasındaki davada Hazinenin taraf olmadığı, Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi" gerektiği şeklindeki tespitin, yukarıda açıklanan olgular karşısında maddi yanılgıya dayalı olduğu, yani kesinleşen tahdit dışında bulunmadığı gözönünde bulundurularak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimi ile davacılara yükletilmesine, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek h...nde iadesine
    10.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi