3. Hukuk Dairesi 2016/21693 E. , 2017/1478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalının kullandığı kaçak elektrik bedeline karşılık alacağın tahsili amacıyla Derinkuyu İcra Müdürlüğünün 2014/36 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinde bulunulduğunu, davalının haksız ve mesnetsiz olarak takibe itiraz ettiğini, beyanla davalının borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalının Derinkuyu İcra Müdürlüğünün 2014/36 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir .
Mahkemece, elektrik sayacının tüketimi doğru kaydettiği yönündeki bilirkişi saptaması doğrultusunda, davacının kaçak elektrik tüketiminden dolayı borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; sözkonusu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir .
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Uyuşmazlık kaçak tahakkukuna dayalı faturalara yönelik yapılan takibe vaki itirazın iptali davası niteliğindedir.
""4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesinin (1) b bendi hükmünde, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olaya gelince, davalı görevlileri tarafından düzenlenen kaçak elektrik tutanağında, tarımsal sulama abonesi olan davacının, kesik olan elektriği yükümlülüklerini yerine getirmeden mührü kırarak kullanıma açmak suretiyle kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Davalı bu tutanaklara dayanarak, kaçak tahakkuku yapmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, elektriğin sayaçtan geçirilerek kullanıldığı açıklanmış,usulsüz kullanıma ilişkin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 14/c maddesi kapsamında hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Davacının dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açarak elektrik enerjisi tüketmesinin, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13-(1)-b maddesi hükmüne göre hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek talep edilen kaçak elektrik bedelinin tutanak tarihinden yürürlükte bulunan yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.