3. Hukuk Dairesi 2017/128 E. , 2017/1484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 21/11/2010 günü nikah merasimi yaptıklarını, nikahtan sonra takıların 26/11/2010 günü ... bankasında davalı ... adına kiralık kasaya konduğunu, akabinde tarafların geçimsizlik sonucu ayrılarak boşanma davası açtıklarını, davalının bunun üzerine kasadaki ziynet eşyalarını alıp kasayı kapattırdığını, müvekkilinin ziynet eşyalarını alamadığını, müvekkiline düğünde 1 adet ... set, 1 adet günlük set, 1 adet bileklik, 5 adet bilezik takıldığını, alıkonulan bu ziynet eşyalarının müvekkiline aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları kalmak kaydıyla tutarın bilirkişi marifetiyle belirleneceğinden bu aşamada 5.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; düğünden sonra takılan ziynetlerin ve paraların bir kısımının düğünden sonra davacının ailesi tarafından alındığını ; ziynet eşyalarının bir kısmının davalının rızası dahilinde düğün borçlarına harcandığını , geri kalanı davacının teyzesinin kızının düğününde takmak üzere aldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir .
Mahkemece; "..., iddianın ziynet eşyalarının davalıya ait kiralık kasada muhafaza edildiğine dayandığı, tarafların 21.11.2010 tarihinde evlendikleri, davalıya ait kiralık kasanın 26.11.2010 tarihinde açılarak 26.11.2011 tarihine kapatıldığı, davalı yanın kiralık kasada ziynet eşyasını saklayıp saklamadığına ilişkin hiç bir delilin bulunmadığı, davacı tarafça teklif edilen yeminin davalı tarafça kabul edilerek kiralık kasada ziynet eşyası saklamadığı ve tüm ziynet eşyalarının davacıda kaldığına ilişkin davalı yanın yemin ettiği, davacının ziynet eşyalarının kiralık kasada muhafaza edildiği ve davalı yanda kaldığına ilişkin soyut tanık ifadeleri dışında somut hiçbir delili dosyaya kazandıramadığı, ..." gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık ziynet eşya iade istemine ilişkindir .
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
Hayat deneylerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur.
Somut olaya bakıldığında; davalı cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının bir kısmının düğün masraflarına harcandığını beyan etmiş ; boşanma dosyasında tanık olarak beyanlarına başvurulan davalının annesi de düğünde takılan ziynetlerin bir kısmının düğün masrafları için bozdurulduğuna dair davalı beyanlarını teyit eder yönde açıklamalarda bulunmuştur .
Yine dosya kapsamından ;tarafların 21.11.2010 da evlendikleri ; 26.11.2010 da davalı koca adına Ziraatbank Soma Şubesinde kasa kaydının açıldığı ve sözkonusu kasa kaydının 18.05.2011 de tarafların ayrı yaşamaya başladığı tarihten hemen sonra kapandığı; davalı kocanın 10.06.2011 tarihinde açtığı boşanma davasında sunduğu dava dilekçesinde yaklaşık 3 haftadır eşinden ayrı yaşadığını ifade ettiği; bu cihetle; kasanın kapanış tarihinin tarafların ayrı yaşamaya başladıkları tarihle örtüştüğü hususu da nazara alınarak ; davacıya takılan ziynetlerin değerinin bilirkişi marifetiyle tespiti ve elde edilecek sonuç dairesinde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerekirken ; davalının ziynetlerin bir kısmının düğün masrafları için bozdurulduğuna yönelik davalı ve tanık beyanları ile davacı iddiasını teyit eder nitelikteki kasa açılış kapanış kayıtları nazara alınmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup , bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.