Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4693
Karar No: 2017/3627
Karar Tarihi: 12.06.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/4693 Esas 2017/3627 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/4693 E.  ,  2017/3627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/06/2015 tarih ve 2014/453-2015/561 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının müvekkilinin münfesih acentesi ... Ltd. Şti"nin yetkilisi ve hissedarı olduğunu, bahsi geçen şirket aleyhine prim alacağına ilişkin dava açıldığını ve lehe sonuçlanarak kesinleştiğini, ilamın icraya konulduğunu, şirketin mal varlığı tespit edilemediğinden borcun aciz vesikasına bağlandığını, davalının zarardan sorumlu olduğunu, davalının acentenin tahsil ettiği primleri davacıya intikal ettirmediğini, emniyeti suistimal suçundan derdest kamu davası açtıklarını, idare meclisi azalarının şirket alacaklılarına karşı şahsi mesuliyetleri bulunduğunu ileri sürerek, 709.332,55 TL"nin 14.12.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının alacağın büyük kısmını tahsil ettiğini, ceza dosyasında müvekkili aleyhine verilen kararın kesinleşmediğini, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını, borcun varlığı bir an kabul edilse bile zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, kesinleşen ilama göre dava dışı sigortanın davacıya 89.494,37 TL ödemesine karar verildiği, davacı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip ve haciz yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, ipotek paraya çevrilerek davacının 34.305,40 TL tahsilat yaptığı, diğer dosyada tahsilat yapılamadığı, 709.332,55 TL borç için aciz vesikası alındığı, davacının davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğu, kamu davasında davalının nitelikli güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edildiği ve müşterilerden tahsil ettiği primleri davacıya ödememe eyleminin sabit görüldüğü, ceza zamanaşımı süreleri geçerli olduğundan zamanaşımı savunmasına itibar edilmediği, davacının doğrudan doğruya zararının haksız fiil hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, davalının diğer faiz ve ferileriden sorumlu olmadığından mahsup edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 141.068,97 TL alacağın 89.494,37 TL’sinin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişikin istemin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dava, dava dışı limited şirketin yetkilisi olan davalının, davacı şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davanın, 709.332,55 TL"nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesi talebiyle açıldığı görülmektedir.
    6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 2. maddesi gereğince, somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK"nın 556. maddesi göndermesi nedeniyle aynı Kanunun anonim şirketlerin yönetici ve denetçilerinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen limited şirket müdürleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur.
    Müdür aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı, ortaklığa aittir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere, zarar gören alacaklıların da müdür aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Müdürün ortaklığın mal varlığının azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, alacaklıların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak, alacaklı dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir.
    Somut uyuşmazlıkta, davalı müdürün davacı şirketi, tahsil ettiği primleri intikal ettirmeyerek zarara uğrattığı ileri sürülmüş ise de, iddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle dava konusu edilen zararın davacı yönünden dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durum karşısında mahkemece, davacı tarafın açtığı davanın mülga 6762 sayılı TTK"nın 309 ve 340. maddeleri kapsamında açılan bir dava olduğu, böyle bir davada hükmedilecek tazminatın ancak dava dışı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açabileceği, davacının kendi adına tazminatın hüküm altına alınmasını isteyemeyeceği nazara alınıp davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar nazara alınmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi