3. Hukuk Dairesi 2015/16643 E. , 2017/1530 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı hakkında 48.526,81 TL borcunu ödemediğinden icra takibi başlatıldığını, davalının 1997-3, 2000-3, 2003-11, 2004-11, 2005-11, 2006/7, 8 ve 9. dönem faturalarını ödemediğini, davalının icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; tarlasına baraj gölünden pompa ile su aldığını, bir sezonda üç fatura geldiğini, itirazda bulunduğunu, itiraz sonucu yapılan kontrolde saatinin sağlam olduğunu, cezaların fahiş olduğunu, borcu ve cezasını kabul etmediğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın 14.045,42 TL asıl alacak, 2.476,93 TL gecikme cezası ve 4.369,78 TL KDV yönünden iptali ile asıl alacak üzerinden %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 26.03.2014 günlü ve 2014/2688 E. 2014/4874 K. sayılı ilamı ile; "... herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin, gecikme cezası miktarı hakkında bilirkişi raporunda belirtilen rakamdan daha farklı bir rakama hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalının Şanlıurfa 3. İcra müdürlüğünün 2009/6779 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 11.902,89 TL fatura asıl alacağı, 2.142,53 TL asıl alacak KDV"si, 24.276,58 TL gecikme faizi ve 4.369,78 TL gecikme faizi KDV"si olmak üzere toplam 42.691,78 TL üzerinden devemına, davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden asıl alacağın %20"si oranında hesaplanan 2.809,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm ve davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24. maddesine göre; Zamanında ödenmeyen borçların tahsiline ilişkin hususlar; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında düzenlenir. Taraflar arasındaki sözleşmede zamanında ödenmeyen borçlar için uygulanacak faiz yönünden bir düzenleme bulunmaması halinde abonelik tarifesine göre faiz türü belirlenecektir.
Somut olayda; davalı abone tarımsal sulama abonesidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, takip tarihine kadar faiz hesabı yapılırken, avans faizi olarak hesaplamanın yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı taraf tarımsal sulama abonesi olup, tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle avans faizi üzerinden hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, dava konusu alacak miktarı (likit) belirlenebilir olmadığı ve yargılama sonucu belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, davacının yasal oranda faiz isteyebileceği gözönünde bulundurulmak suretiyle Yargıtay denetimine açık ve bilimsel verilere uygun şekilde hesaplanması konusunda bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm ve davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.