MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/09/2015 tarih ve 2015/210-2015/516 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ..."nın 14.12.2009 tarihinde ... marka LPG tüple ... marka şofbenin banyoda birlikte kullanılmasından meydana gelen karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldüğünü, geriye mirasçı olarak anne ve babasını bıraktığını, olay tarihinde ... A.Ş."nin "Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası"nı davalı şirkete yaptırdığını, sigorta ettirenin olaydaki kusuruna bakılmaksızın zarara uğrayan 3. kişilere tazminat ödeneceğinin tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortası genel şartlarından olduğunu, davalının kusursuz olarak sorumlu bulunduğuna dair açılan davaya ilişkin 17/11/2011 tarihli 2010/391 esas 2011/409 karar sayılı kararın 16/09/2014 tarihinde kesinleştiğini, davaya ilişkin olarak 26/11/2014 tarihinde yeni bir belge elde edildiğini, elde edilen belgede davalıların kusursuz sorumluluğunun bulunduğunun belirlendiğini belirterek belgenin elde edildiği tarihten itibaren 3 aylık yasal süre içinde başvuruda bulunduklarını ileri sürerek BK 50/2 md gereğince uğranılan zarar miktarının tam olarak tespit edilmesinin hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin kesinleşen hükmünün iptalini gerektirecek yargılamanın iadesi sebeplerinin mevcut olmadığını, Türkiye Barolar Birliğinde gerçekleştirilmiş olan bir panelin görüntülerinin HMK 325/c maddesinde belirtilen belge niteliğinde olmadığını ileri sürerek yargılamanın iadesi talebinin reddini istemiştir.
Mahkemece, Türkiye Barolar Birliği"nde gerçekleştirilmiş olan paneldeki görüş açıklamasının anılan yasa hükmünde açıklanan belge niteliğinde olmadığı, iptali istenen kararda davacıların miras bırakanının ölümü ile LPG tüpünün bir bağlantısının bulunmadığı kabul edilerek hüküm kurulduğu, davalı ... şirketinin sigortalısının eylemi ile sonuç arasında bir illiyet bağının bulunmadığının kesinlik kazandığı, HMK 375/1-ç bendinde belirtilen durumun somut olayda gerçekleşmediği, yargılamanın yenilenmesini gerektirir yasal koşulların bulunmadığı gerekçesiyle talep ve davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.