16. Hukuk Dairesi 2016/2538 E. , 2017/1554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vs. vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vs. vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... ve arkadaşları vekili; 04.11.2010 tarihli dilekçesi ile Kadastro çalışmaları sonucunda ... Köyünde bulunan 3, 6, 7, 11, 12, 13, 14, 15, 179, 208, 209, 210, 211, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224 parsel sayılı muhtelif yüzölçümlü taşınmazların bir kısım payının davacılar ve murisleri adına kayıtlı iken davalı ... tarafından müvekkilleri ... ve ... ile adı geçenlerin murisleri ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/367 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescili davasının açıldığını, müvekkilleri ve murisleri aleyhine alınan gaiplik kararına dayalı olarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tesciline karar verildiğini, kararın 03.11.2010 tarihinde tapuya tescil edildiğini, kendilerinin de bu tarihte işlemden haberdar olduklarını, oysa ki davacıların gaip olmayıp sağ olduğunu, gaiplik kararının iptali için dava açtıklarını belirterek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve davacılar adına tescili istemiyle dava açmışlar; daha sonra 24.04.2014 tarihli dilekçe ile davalarını tamamen ıslah etmişler, yargılama sırasında Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/732 Esas sayılı dosyası ile açtıkları gaiplik kararının iptaline dair davanın sonuçlandığını ve gaiplik kararının iptal edildiğini, hükmün de 05.12.2012 tarihinde kesinleştiğini böylece eldeki davanın açılmasının nedeni olan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/367 Esas sayılı dosyası ile görülen tapu iptali ve tesciline dair davanın mesnedi olan gaiplik kararının ortadan kalkmış olduğunu öne sürerek davaya yargılamanın yenilenmesi olarak devam ettiklerini belirterek; Asliye Hukuk Mahkemesininin 2006/367 Esas sayılı dosyasında verilen hükmün kaldırılmasını, ... tarafından açılan davanın reddini, bu mahkeme kararı nedeniyle davalı adına tescil gören hisselerin davacılar adına payları oranında tekrar tescilini, ... adına herhangi bir tescil işlemi yapılmamışsa tapunun aynen korunmasını istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yargılamanın yenilenmesi davasının kabulüne, Mahkemenin 30.01.2006 tarih 2006/363-588 Esas, Karar sayılı ilamının iptaline, anılan dosyada davacı ..."in davasının reddine, tescil işlemi yapılmış olmasına binaen ... adına verilen tescil kararından önceki durumun yeniden tesisi için kararın bir örneğinin iptal edilen karar örneği ile birlikte Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, yargılama sırasında ölen davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın esasına girilerek, yargılamanın iadesine konu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/363 Esas sayılı ilamının dayanağını oluşturan gaiplik kararının iptal edildiği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davacı ..."ın Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 20.10.2009 tarih 2007/727 Esas, 2009/717 Karar sayılı ilamıyla kısıtlandığı ve diğer davacı ..."ın kendisine vasi atandığı, Av. ..."ya verilen vekaletname ekindeki karar örneğinden anlaşılmakta ise de; vesayete ilişkin kararda, vasi olarak atanan kişiye verilmiş husumet (dava açma) izni bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 52. ve 54. maddeleri hükmü gözetilerek davacı vasisine Türk Medeni Kanunu"nun 462/8. maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması için süre verilmesi, ancak bu izinin alınmasından sonra dava ehliyeti sağlanmış olacağından bundan sonra esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken; bu husus göz ardı edilerek esasa girilip yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, eldeki davada taraf olmayan ... isimli kişi adına bir talep olmadığı halde yargılamanın iadesine konu ilamda bu kişilerden davalı tarafa intikal ettiği belirtilerek davalı ... ... adına tescil edilen paylar yönünden de iptal kararı verilmesi isabetsiz olup, davalı tarafın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.